Tanrı’nın Ölümü, İnsanın Ölümü
Özgür olma cezasına çarptırılmış insan, kendi dışına nispeti içinde varolabilen insan, medeniyete mecbur olan bir hayvan olarak insan, bütünlükten kopuş gurbetini konuşarak gideren insan ile en büyük özelliği öğrenmek yani kainatı kendine katmak olan insan aynı insandır. İnsanı bir şey zanneden yaklaşımlar insanı anlamaktan uzaktır. İnsan varlıklardan bir varlık değil, varlığı görünür kılan bir nevi boşluktur. İnsanın kendi dışıyla ilişkisi ister beyinle ister kalple tanımlansın, her halükarda sonsuza uzayan bir genişlik ve genişlemeyi gerektiriyor. Yapay zeka birikmesi bunun yansımalarından sadece biridir. Bütün kainatın ve Tanrının bile insana sığması bir tesadüf değildir.
İnsanın insana ihtiyaç ve nispeti sürdükçe tanrı vardır. İnsan sönerse, tanrı ölür, Tanrı ölürse insan da ölür. Ölen her tanrıdan sonra insanlık yeni bir tanrı doğurmuştur. Tanrının şekli insanın keyfine bağlıdır ama Tanrının varlığı değil. Çünkü o doğrudan insan olmaya bağlı.
Demek ki insan tanrısız yapamaz. Tanrısız insan ya tanrıdır ya da hayvan. Çünkü iman ihtiyacı, toplumsallığın diğer adıdır. Eskiden beri iman etmeyenin toplumdan dışlanması bu nedenle bir ‘hak’ olarak görülür.........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin