menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mevcut sürece “Make Türkiye Great Again”in merceğinden bakarsak…

35 0
24.01.2025

Hayattaki en konforlu pozisyonlardan biri de gerçekleşmesini arzulamadığın bir sonuç lehine iddiaya girmektir. Düşünün: Kalbiniz ‘A’ partisinden yana fakat ‘gerçekçi’ düşününce ilk seçimde partinizin yenilgisini mukadder görüyorsunuz ve tahmininizi sizin partiden arkadaşlarınızla paylaşıp onlarla pahalı bir iddiaya giriyorsunuz. Seçim oluyor, ‘imkânsız’ dediğiniz sonuç gerçekleşiyor, partiniz iktidar oluyor. İddiayı kaybettiniz, fakat ne gam, bulutların üstündesiniz; bundan âlâ iddia pozisyonu olur mu?

Devlet Bahçeli’nin (yani devletin) başlattığı yeni sürecin serencamı hakkında düşündüğümde kendimi işte böyle, iddiası tutmadığında kendisini kazanmış gibi hissedecek o konforlu pozisyon sahiplerine benzetiyorum.

Biraz dolaylı yoldan söylemiş oldum, yani 1 Ekim 2024’te başlatılan sürecin serencamı konusunda kazanmamayı temenni ettiğim, kaybettiğimde sevineceğim bir iddiam var: Bu iş galiba bir yere gitmeyecek.

Hangi iş? PKK’nın silah bırakması mı? Kürtlerin çok yakın gelecekte olmasa bile “Türkiye’nin sahibi ve egemen unsuru” (Mücahit Bilici) olarak kabul edildiği bir vasatın önünün açıldığını imâ eden bazı adımların atılması mı?

Meselenin uzun (200 yıllık), orta (100 yıl) ve kısa (50 yıllık) tarihleri göz önüne alındığında, basit bir mantık bile burada bir şey talep ediliyorsa karşılığında da başka bir şeyin teklif edilmesi gerektiğini söylüyor bize. Fakat aradan geçen iki aydan fazla süre, başlangıçtaki ‘kayıtsız şartsız teslim ol’ anlamına gelecek formülün teklifin gerçek içeriği olduğu yönündeki kuşkuları güçlendirdi; oysa bunun zamanla ‘konuşma’ya evrilecek bir sürecin kamuoyu hassasiyetini hesaba katarak atılmış ilk temkinli adımı olduğu düşünülmüştü. Siyasi iktidar-devlet koalisyonu yol boyunca gerekli........

© Serbestiyet


Get it on Google Play