Suç endeksindeki biz! Ne kadar suçsuzuz?

Amerikan Hükümeti ve Avrupa Birliği destekleriyle hazırlanan Küresel Organize Suç Endeksi (Global Organized Crime Index) 2025 raporuna şöyle ucundan da olsa göz atan oldu mu?

10 Kasım’da yayınlanan rapor, Türkiye’yi, organize suç yoğunluğu açısından, 193 ülke arasında 10. sıraya yerleştirmiş! Göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, siber suçlar ve finansal dolandırıcılıkta belirgin artış varmış! Siyasi baskılar, yargı-yürütme ilişkileri, enflasyon ve işsizlik gibi faktörlerse suçun büyümesini tetikliyormuş! Bazı suç aktörlerinin siyasi/ekonomik bağlantıları, soruşturmaları zorlaştırıyormuş!

Raporda, Türkiye’de, özellikle de siyasi ilişkileriyle dikkat çeken mafya tarzı gruplara da değiniliyor değinilmesine de…

Sedat Peker’den Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz’a, bu alanda isimleri çokça geçenlerin, siyasi partilerle ne tarz ilişkileri olabilir ki? Ülkeyi yöneten siyasiler, bu isimleri parti merkezlerinde niye ağırlar ki? Ortak konuları, sohbet başlıkları, hayat alışverişleri ne olabilir ki?

Bu tür yapıların siyasetle ilişkisi, aslında, ülkedeki cemaati yapıların siyasilerle ilişkisine benziyor…

Yani, “bilinmezi çok, karanlık bir alandayız” anlayacağınız!

Ama her şeye rağmen, her iki taraf da yaşamak ve güçlenmek için birbirinin gücünden faydalanıyor!

Güney Amerika’ya dair bir haber hatırlıyorum da, orada da buna dair ilişkilerin başlığında, ‘kazan/kazan dengesinin karanlığındaki........

© sendika.org