Bana ne? Bize ne? Size ne? Sana ne!

Dünyanın büyük çoğunluğu yeni yılı -haberci ağzıyla söylersek- “coşkuyla kutlamaya hazırlanırken”, biz, son yirmi gündür ünlülerin uyuşturucu, fuhuş ve yasa dışı bahis mevzularıyla iştigal ederek 2026’yı karşılamaya hazırlanıyoruz. Evveliyatı var elbette ama sıralamaya kalksak, ne benim sinir sınırım el verir, ne de bu sayfaları hazırlayan emekçi meslektaşlarımın. Garibanlığın paçalardan aktığı, 12 yaşındaki çocukların yaşı kadar suç dosyası olduğu, her gün bir kadının öldürüldüğü, MESEM katliamlarıyla yasaya göre daha “adam”dan bile sayılmayan çocukların devlet eliyle ölüme gönderildiği, bir yanda bilmem kaçıncı “süreç”le AKP’nin yıllardır oyuncağa çevirdiği Kürtlerin, “bu sefer” umuduyla yatıp kalktığı, belediyelerde ve üniversitelerdeki kayyum rezilliğinin sürdüğü, bu ülkenin onurlu, namuslu, yurttaşların ve onların vergileriyle hâlâ duble yol yapmakla övünen saçma sapan bir sistemle yönetilen bir ülkede, fakir ekmeği umuda meze olan yeni yıl beklentisi bile kalmamış 85 milyonluk bir halk, her sabah, “Acaba bugün hangi ünlü uyuşturucudan göz altına alınacak?” sorusuyla güne başlıyor. Hâl böyle olunca; televizyondaki dizilerden başka bir eğlencesi olmayan insanlar, bir sonraki bölümünü merakla beklediği, hayattaki tek merakının müsebbibi olan kişinin uyuşturucu kullandığı yaftasıyla gözaltına alındığını görünce, büyük resim bir anda gözünün önüne geliyor ve bir şekilde hayatla olan pratiği otomatik olarak kesilmiş oluyor.

Bir yanda “temiz toplum” ayağına, AKP’ye........

© sendika.org