İsimsiz Öykü

Ben köpeğin biriyim.

Kendime hakaret ettiğimi düşünüyor olabilirsin; ama hayır. Siz insanların sıklıkla yaptığı gibi hayvanları alet ederek kendini ya da başkalarını güya bayağılaştıran o söz aktarımlarından birini yapmıyorum. Ben gerçekten, tüm varlığımla köpeğin biriyim.

Biz köpekler siz insanların dünyasında hem çok sevilen hem de aynı derecede aşağılan hayvanlar olmayı nasıl hak etmiş olabiliriz diye uzun zamandır merak ediyorum. Ama bu başka bir anlatının konusu. Şimdi önemli bir konu havlamalıyım.

Hayatım yedi kardeşimle birlikte bir çöp konteynerinin kenarında başladı. Annemiz neredeydi, neden yanımızda değildi bilmiyorum. Birkaç günlük bedenlerimiz açlık ve soğukla savaşıyordu ve gözlerimiz açılıp dünyayı göremeden ölmek üzereydik.

Sonra, ne kadar olduğunu bilmediğim ve sizin ölçünüzde uzun mu kısa mı olduğunu hiç öğrenemediğim bir süre sonra, cennette uyandım. Artık üşümüyordum ve boğazımdan aşağı ılık süt dökülüyordu. Bana göre cennet bundan fazlası değildi. İnsanlarla olan hikâyem orada başladı.

Herkesin, hayatta kalalım diye etrafımızda döndüğü, en şirin sesleriyle sevgi dolu cümleler fısıldadığı ve küçükten de küçük başımızın sık sık okşandığı bir hayat yavru köpekler dünyasında çoğunlukla rüyada bulabildiğimiz bir ayrıcalıktır. Bu yüzden o çöp konteynerinin yanında ölmüş ve köpek cennetine gitmiş olabilir miyim diye arada bir kendimi ısırdığım zamanlar oldu.

Sonunda gözlerimi açabildiğim o an geldiğinde bana şefkatle bakan yetişkin ve yavru insanlar gördüm. Onları seslerinden tanıdım. O seslerden bana en çok mutluluk vereni yavru insana aitti. Onun kucağında kendimi cennetin en üst katında hissediyordum; en yüksek cennette. Sonra haftalar, sonra da aylar geçti. Bir şeyler değişmeye başladı. O zaman cennette bile her şeyin mükemmel olmadığını anladım. Her gün biraz daha büyüdüm ve benimle birlikte ihtiyaçlarım da büyüdü. Daha çok yemek, daha çok yürüyüş, daha çok bakım ve daha çok insan özverisi.

Küçük dişi insan ? ben ona "meleğim" diyorum- sık sık ağlıyor, beni kucağına alıp odasına kapanıyordu. Neler döndüğünü yeterince anlayamıyordum; ancak o ağlayınca kendimi tutamıyor ben de inleyip duruyordum. Bu, işleri daha da zorlaştırdı. Büyük insanlar köpekçe üzülüşlerimden hoşlanmadılar. Karşıma geçiyor, yüksek sesle 'insan'ca bir şeyler........

© Samsun Son Haber