18 Nisan 1992 -18 NİSAN 2024
18 NİSAN KIYAMET GÜNÜ VE ANNESİNİN MAVİ GÖZLÜ PAŞASI…
11.Bölüm
Şehit Astsubay İstihkam Teknisyen Kıdemli Üstçavuş İlhan Hamlı’nın cenazesinin içinde bulunduğu Türk bayrağına sarılı tabut cenaze arabasının arka bölmesine yerleştirildi. Samsun Belediyesine ait cenaze aracı Asri Mezarlık Şehitliğine askerler eşliğinde hareket ederken ,cenazeye katılanlardan aracı olanlar kendi araçlarıyla, aracı olmayanlar ise bir otobüs firmasından ailenin yakınlarının kiraladığı şehirlerarası çalışan otobüsle gittiler. Şehit ailesi tören sonrası tek başına kaldığı için kimsenin aracına binememişti. Beklenti ve olması gereken askeri yetkililerin aileyi özel bir araçla mezarlığa götürmesi yönündeydi. Şehit ailesi Atatürk bulvarı üzerinde yapayalnız bırakılmıştı. Acemilikler ve eksikliklerin çok olduğu bir cenaze töreni güne damgasını vurmuştu. İşte o noktada ses yükselten şehit ağabeyinin isyanı birilerini rahatsız etmeye yetmişti. Şehit astsubay İlhan Hamlı’nın ağabeyi Ayhan Hamlı’nın isyanına tanık olan kim varsa hepsi başını öne eğmişti. Kim ne derse desin, hiç değişmeyen bir gerçek var; gerçekten ateş sadece düştüğü yeri yakıyor. Yanınızda kim ne kadar kalabalık olursa olsun , size dokunmuyorsa ,dokunamıyorsa ,dokunmak istemiyorsa sadece kalabalık yapıp acınıza ortak olmuyorsa ,bu gerçek hiç değişmiyor. Maalesef ateş düştüğü yeri tümden yakıyor. Ama birilerinin gerçekten samimi duygularla yanınızda olması ,yanınızda gerçekten birilerinin olduğunu bilmeniz dayanma gücünüzü ,direnme, dik durma isteğinizi artırıyor. İnsanın zor anlarında bu az şey değil. Çünkü insanlar başka türlü ayakta duramıyor. Başka türlü ayakta durmak mümkün değil. Ayakta durmamızı kolaylaştıranlara elbette minnettarız .Bazen hiç beklemediğiniz bir anda tanımadığınız birisinin size samimi duygularla el uzattığını gördüğünüzde aklınız başınıza gelir sakinleşirsiniz. Sakinleşmek her zaman iyidir. Şehit ağabeyinin cenaze törenindeki haklı isyanı yetkililer tarafından anında fark edilmemiş olsa da cenazeye katılan Tekel Başmüdürlüğünde Müdür olarak görev yapan ve cenazeye katılan duyarlı bir kamu görevlisi olayın nedenini anladığında kendi makam aracını sürücüsü ile birlikte şehit ailesine tahsis ederek aileyi cenazenin defnine yetiştirmesi aradan 32 yıl geçmesine hatta söz konusu kurumun özelleştirilerek satılmasına rağmen aile tarafından şimdilerde olmayan o kurumun ve müdürünün minnetle hatırlanması şüphesiz çok kıymetli. Cenaze namazından sonra yapılan askeri törenden sonraki aksaklık şehit yakınlarını germiş ve üzmüştü. Bu yüzden defin sırasında şehit acısının üzerine birde gereksiz gerginlik eklenmişti. Burnundan kıl aldırmayan kendisini dev aynasında gören bazı kişilerin tavrı hiç hoş değildi. Hele ki bu tavır şehidin en yakınlarına gösteriliyorsa bunu kimse kabul etmez. Ama ailenin bu tür saçma ayrıntılara takılacak durumu yoktu. O yıllarda Samsun il merkezinde şehit ailesine şehitlik diye gösterilen yer ufak ama dolu olmayan çok bakımsız bir yerdi. Mevcut şehit mezarları da sivillerle iç içe karmaşık bir mezarlıktı. Yapacak bir şey yoktu. Dar düşünceli geleceği iyi göremeyen dönemin yerel yöneticilerinin ayırdığı ya da talan ettirdiği dar bir alan şehitlikti. Şehitliğe giden yerde tam orta yerde bir şehitlik anıtı vardı ve o........