Christmas filmlerinin gizli terapisi!

Yılın en sevdiğim zamanı geldi. Işıl ışıl evler, gökyüzünden dökülen kar taneleri, süslenmiş çam ağaçları, marshmallowlu sıcak çikolatalar, geyik desenli kazaklar. Yani, ver elini Christmas filmleri!

Netflix’te denk geldiğim ‘Yeni Bir Mesaj Yeni Bir Şans adlı yapım işte tam bu hissi yeniden hatırlatanlardan biri. Kanada’da yaşayan bir büyükannenin attığı yanlış mesaj ile başlayan, Addie’nin tesadüfler zincirinin sonunda torunu James ile tanışıp hayatının aşkını bulması… İnsanın içindeki o “hayat sürprizleri sever” inancını tekrar canlandırıyor. Ve belki de Christmas filmlerinin en güçlü yanı tam olarak burada saklı: Tesadüflerin kaderle kol kola gezdiğini gösteriyor.

Birçoğumuz gerçek hayatta karşımıza çıkan olaylara, insanlara, küçük kırılma anlarına fazla gerçekçi, fazla temkinli, fazla kontrollü yaklaşıyoruz. Ama Christmas filmleri bize başka bir gözlük sunuyor: “Belki de her şey tam olması gerektiği şekilde ilerliyordur” cümlesini.

Bu filmleri izlerken insanın kalbinde tarif edemediği bir ısınma oluyor. İçindeki çocuksu taraf hafifçe kapıyı aralayıp “hayal kurmak hâlâ serbest” diye fısıldıyor. Sanki dünya o an olması gerekenden yarım ton daha iyimser, daha yumuşak, daha affedici bir yer.

Klişe mi? Evet. Fazlasıyla mı romantize? Kesinlikle. Ama günün sonunda hepimiz bazen klişelerin şefkatli sarılışına ihtiyaç duymuyor muyuz? Bir yanlış........

© Şalom