Markiz´deki Kadın
“Markiz'deki Kadın, 1970'li yılların başında ülkenin çalkantılı siyasal olayları içinde aşkı ile ailesi arasında sıkışıp kalan özgür ruhlu bir kadının, Nilüfer'in hayata tutunma mücadelesini anlatıyor...
Botter Apartmanı'ndaki dairesinde yeşil bir berjere oturup geçmişin sızılarını sağaltır gibi Fransızca aşk romanları okuyan Nilüfer Hanım, bu kez yıllar öncesinde, İstiklal Caddesi'nin tılsımlı mekânı Markiz Pastanesi'nde bir genç kız olarak karşımıza çıkıyor... Ve İlkbahar Panosu' ndaki kadına aşkını emanet ediyor...
Markiz'deki Kadın, geçmişin gölgesini kendilerine siper alanları, kişisel mahremiyetlerini yitirenleri, zamana ve mekâna köklenemeyenleri, toplumun dayattığı değerlerle baş edemeyenleri anlatırken bireysel özgürlüğün, insanın kendi elinde olup olmadığını da okuyucuya sorgulatıyor...”
Kitabın tanıtım yazısı bu.
270 sayfayı kaç günde okudum sizce? Bir buçuk günde.
Üstelik, derslerim de vardı, kızımın yardıma ihtiyacı da… Ama okumaya başladığım günün gecesi uyumadım, azmettim ve kitabı bitirdim. ‘Markiz’deki Kadın’, son dönemde okuduğum en güzel kitap, en güzel romandı. Bana kim olduğumu da hatırlattı. Bir buçuk günde kitap bitiren Tülay’ı geri........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein