Gazze’de kaos derken, Ukrayna ve Rusya’da süren savaştan söz ederken cumartesi gecesi, Şabat’ın ardından, İran bölgedeki komşularına 72 saat önceden duyurduğu gibi İsrail’i dronelar ile vuracağını teyit etti.
Bu bir futbol maçı değil.
Taraf olmak veya gayrimeşru hadiseleri normalleştirmemek adına net olalım. Gündemi takip eden ve anlamaya gayret eden her vicdanlı insan gibi yanlışa yanlış doğruya doğru diyelim…
1 Nisan’da Şam’daki İran Konsolosluğunun İsrail tarafından vurulmasının ardından beklenenler oldu…
Viyana Sözleşmesince İran’ın kendini meşru sebeplerden savunması son 15 gündür konuşuluyordu.
İran’daki ucube ve baskıcı rejimi bir kenara koyup ordusuna ve kapasitesine bir bakalım istedim…
İran’ın ordusu ne derece tehlikeli?
Ortadoğu’daki en büyük ve etkin ordulardan birine sahip İran 580 bin aktif askeriyle ve 200 bin kişilik eğitimli mensubuyla rezervlerini oluşturuyor.
Konvansiyonel ordu ve devrim muhafızları güçleri olarak ikiye ayrılan askerî gücü hava ve deniz olarak her iki bölümde kendi aralarında tasnif ediliyor.
Devrim muhafızlarının sınırları müdafaa etmenin haricinde belki de en önemli işlerinden biri Kuds kuvveti olarak tanımlanan elit bir yapıdan sorumlu olmaları. Kuds kuvveti, askerlerin eğitiminden tutun başka ülkelerdeki milis güçlerinin gelişiminden ve taktiksel işlevinden de sorumlu…
Bu milis güçlerinin Lübnan’da Hizbullah, Yemen’de Husiler, Suriye ve Irak’taki gerilla yapılardan, Filistin’deki Hamas, Gazze’deki cihatçı yapılarla ilişkilileri biliniyor.
Tabii malumun ilanı da lazım…
İran ordusunun komutanı, dini lider Ayetullah Ali Hamaney. Son söz ve büyük kararlar........