Biyoiktidar
Bir konserde bulundum geçen hafta sonu: Lady Gaga: Mayhem Balosu.
Yıllardır süren Coldplay çılgınlığını unutun! Bütün stadyumu içine alan meşhur ışık şölenine opera motifleri katan Lady Gaga sahnede tüyler ürperten tınılarla adeta bir rock, pop ve neredeyse heavy metal divası olduğunu kanıtladı. Kendini çoğalttı, 155 cm boyu ile tematik bir şölen yarattı. Canlı, abartılı, komik, dramatik bir şekilde.
Birçok eleştirmen turneyi şimdiden yılın gösterisi olarak nitelendiriyor. İzlediğim için şanslı hissediyorum. Kılıktan kılığa girişi, gotik korselerden masum jean ve tişörtlü piyano solosuna geçişi yapaylıkla gerçeklik arasında fütursuzca gezinmesi etkileyiciydi.
Lady Gaga’dan bahsederek başlamamın sebebi var tabii…
Kariyerinin en başından beri Lady Gaga, LGBT topluluğunun güçlü bir savunucusu. ‘Born This Way’ ve ‘Poker Face’ gibi şarkılarında kendini sevme ve kabullenme, özgün kimlikle gurur duyma, toplumsal beklentilere karşı durma temalarını işliyor. Özellikle ‘Born This Way’, kendini olduğu gibi sevme mesajıyla dünya çapında bir kabul marşı hâline gelmiş durumda. Aynı adla anılan........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden