Yapay zeka - 2 |
2017’nin sonlarında, sessiz sedasız, bir devrim gerçekleşti.
Google tarafından geliştirilen bir yapay zeka programı (Alfa-Zero), o güne kadar bilinen en güçlü satranç programını, bu arada birkaç dünya şampiyonunu, yendi.
Normal olarak, bir satranç programının, bir diğerini yenmesi, az sayıda satranç meraklısını ilgilendirir… Fakat Alfa-Zero, herhangi bir satranç programı değildi. Daha önceki programlar, insanlar tarafından gerçekleştirilmiş hamlelere, yani insan bilgi ve stratejisine dayanan programlardı.
Alfa-Zero ise, tamamen bir ‘yapay zeka’ ürünüydü. Yaratıcıları, programa satrancın kurallarını öğretmişler ve oyunda kazanma sayısını maksimize edecek bir strateji geliştirmesini istemişlerdi.
Burada, kendimize “Yapay zeka nedir?” diye sormamız doğaldır. Ama bu soruyu yanıtlamadan önce, doğal zekayı, yani insan zekasını tanımlamak gerekecektir.
Sanıyorum ki, insan zekası, “Otomatik yani içgüdüsel olarak değil de, düşünerek, akıl yürüterek, sorun çözme ve anlama yeteneği” şeklinde tanımlanabilir.
Ya da, rasyonalist bir yazarın önerdiği gibi “İnsanın kendi deneyiminden öğrenebilmesi” olarak…
Bu tanımların toplamına göre, insan zekasını şöyle tanımlamak mümkündür: “İnsanın düşünme, akıl yürütme, anlama ve kendi deneyiminden öğrenme yeteneğidir.”
Yapay zeka ise, insanlar tarafından makinelere verilmiş anımsama, düşünme, akıl yürütme ve kendi deneyiminden öğrenme, yani insan beynini taklit etmek için verilmiş yeteneklerdir.
Ne var ki, milyonlarca yılın evriminden geçmiş olan insan beynini taklit etmek kolay iş değildir…
Alfa-Zero’dan önceki satranç programları, insanlar........