İsrail için ´özeleştiri´ vakti
Hamas’ın 7 Ekim saldırılarının birinci yıldönümü yaklaşırken söz konusu saldırılardan sonra İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı operasyonlarının sonucunda 41 bini aşkın Gazzeli yaşamını yitirdi.
Aklı olan hiç kimse, Gazzeli ve İsrailli sivillerin acı çekmesini savunmuyor. Hatırlayın lütfen, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Hamas’ın saldırılarının ilk günlerinde İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog’u aramış ve saldırılardan duyduğu üzüntüyü dile getirerek kendilerine taziyelerini iletmişlerdi.
Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da aynı tonda devam etmiş; ancak süreç uzayıp da İsrail’in Gazze’deki Hamas varlığını bertaraf etme hedefi sırasında, aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu o kanlı görüntüleri takiben Ankara, İsrail hükûmetiyle köprüleri tümüyle atmıştı.
Ankara’nın Tahammül Edemediği O Şey
Ankara, onlarca yıl, Arap komşularını da karşısına alma pahasına İsrail’in bölgede ‘var olma’ hakkını hep savunmuş ve ikili ilişkilerini özellikle, askeri-istihbari ve diplomatik-ekonomik açıdan geliştirmiştir. Ankara, hiçbir zaman, İsrail’in ‘nefsi müdafaa’ hakkının karşısında durmadığı gibi, İsrail’in bunu kullanırken sivillerin yaşam alanları ve kayıplarına dikkat etmemesine tahammül de edememiştir. Nihayetinde, 7 Ekim saldırılarından sonra Ankara, İsrail’le normalleşen ilişkilerini ilk haftalarda iyileşme düzeyinde tutacak; ancak bölgeden gelen trajik görüntüler itibarıyla yüzünü, Hamas’a dönmeyi tercih edecektir. Ankara’yı bu tercihe zorlayan, Netanyahu’nun sivil hassasiyetleri göz ardı eden politikalarının olduğu açıktır.
Erdoğan’ın İsrail’le Yakınlaşması Taktik Değildi
Erdoğan’ın New York’taki Türkevi’nde Netanyahu’yla el sıkışması, günü geçiştirici bir taktik değildi. Türkiye ve İsrail, başta Doğu Akdeniz olmak üzere, birçok çıkar ve kazanç alanında konsensüs........
© Şalom
visit website