Dış politikada ´İrancılık´ mı? ´İsrailcilik´ mi?

1991’de Sovyetler çöküp de Soğuk Savaş bittiğinde batılı gözlemcilerin çoğu, Batı’nın eskisi kadar Türkiye’ye ihtiyacı olup olmadığını tartışıyorlardı. Öyle ki Kıta Avrupası’nda Komünizm tehdidi ortadan kalktığına göre, Batı ittifakının eskisi gibi Türkiye’ye ihtiyacı var mıydı? Bu tartışmaların yersiz olduğu çok kısa bir süre sonra anlaşılacak ve Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgaliyle oluşturulan uluslararası koalisyona Türkiye’nin de destek verip vermemesi dillendirilecektir.

Atlantikçi-Avrupa Görüşün Dış Politik Tartışması

Sadece, Kuveyt işgalinde değil; bölge ve küresel düzeydeki gelişmeler, Batı’nın Türkiye’ye en az Soğuk Savaş’taki kadar ihtiyaç duyduğunu kanıtlayacaktır. Hatta, Türkiye’de de Atlantikçi mi; yoksa Avrupacı görüşte mi bir dış politika uygulanmalı tartışmaları, bu evrede hararetlenecektir. Söz konusu bu tartışmalar, sadece Türkiye’de değil; aralarında Fransa, Polonya, Romanya ve İsrail’in de bulunduğu ülkelerde Atlantikçi-Avrupacı temelinde dış politika oluşturma tercihine dayanan süreçte yükselecektir. 2000’li yılları takiben, Amerikan hegemonyasının birçok coğrafyada sınandığı ve zorlandığı dönemde ülkemizde, ‘Avrasyacılık’ tartışmaları da gündeme gelecek ve askeri-siyasi gücün her geçen yıl Asya-Pasifik’e kaymasının sonucu olarak da Avrasyacılık ve Avrasyacı yaklaşımlar, ABD-AB-NATO-İsrail’e karşı Türk dış politikasını etkileyecektir.

TRT Genel Müdürünün İran’a Dair Şaşırtan İfadeleri

Bu bağlamda, geçen hafta TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın İran’a yönelik ifade ettiği şu sözler, bu kez, Türkiye’deki Atlantikçi ve Avrasyacı tarafları karşıya getirmişe benziyor. Sobacı’nın ifadelerini aynen aktarıyorum: “Türkiye, uluslararası sistemin krizlerine neredeyse tek başına meydan okuyan devlettir. Bu krizleri uluslararası kamuoyuna duyurmaya gayret eden tek devlettir. O yüzden de daha fazla hedefe konmaktadır. Uluslararası kamuoyuna ise mesajlarımızı uluslararası kanallarımız ulaştırıyor. İRAN'I RAHATSIZ ETMEK DURUMUNDAYIZ…” TRT Genel müdürünün bu........

© Şalom