Saat ve hikâye zamanı
Elimdeki kitabın sayfaları arasına dalmışken, zaman üzerine yazılmış bir paragraf, durup düşünmeme neden oldu. Bugüne kadar bu konuyu denemelerimde yeterince sorgulamış, hayatın getirdikleriyle birlikte sanat ve edebiyatın kıyılarında dolaşarak düşündüklerimi paylaşmaya çalışmışım. Kuşkusuz zaman konusunda kalem oynatan, beni bu konuda yazmaya kışkırtan yazarları göz ardı etmeden… Nitekim bugün de böyle oldu. Sözünü ettiğim kitap, Elif Şafak’ın ‘Gökyüzünde Nehirler Var’ adlı keyifle okuduğum romanı. Yazar kitabın bir yerinde zamandan söz ediyor. Hikâye zamanının saat zamanından farklı olduğunu söyledikten sonra şöyle diyor:
“Saat zamanı, ne kadar dakik olduğunu iddia ederse etsin, bozuktur ve aldatıcıdır. Her şeyin istikrarlı bir şekilde ilerlediği, dolayısıyla geleceğin her zaman geçmişten daha iyi olacağı yanılsaması altında işler. Hikâye zamanı, barışın kırılganlığını, koşulların gelgeçliğini, gecede gizlenen tehlikeleri anlar ama aynı zamanda küçük iyilikleri........© Şalom





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein