menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mustafa Kemal mezardan dahi vecize paylaşmaya nasıl devam edebiliyor?

6 1
previous day

Mezarından bile özlü sözler paylaşmaya devam eden pekaz insan vardır. Onlardan birisi de Mustafa Kemal'dir. Öhöm. Yani Atatürk'tür. Normalde bir insanın öldükten sonra düşünce üretimi biter. Evet, biter, çünkü düşüncenin üretileceği yerde işlem durmuştur. Zordur yani o halde birşeyler söylemek. Hele hele Türkiye gündemini takip ederek 'taşı gediğine koymak' hepten güç bir iştir. Toprağın altından gündem takip edilmez. (Betonun altından hiç edilmez.) Lakin sizin de itiraza hakkınız var tabii. Diyebilirsiniz: O kadar ziyaret eden oluyor. Hiç mi kendisiyle fikir teatisinde bulunan olmamıştır? Öyle ya! Heykeliyle konuşan var. Büstüyle konuşan var. Gelip mezarının başında niye konuşmasınlar? Fakat, kârilerim, birşeyi ıskalıyorsunuz: Ölüm ses iletişimini zorlaştırır. Haydi, biz müslümanlar mevtin son olmadığına inanırız, metafiziğe daha açık bir yanımız vardır, tamam. Ama kemalistler bilimden başkasına da inanmazlar ki. O bilim de bildiğiniz materyalizmdir. Materyalizmde türbe ziyareti olur mu? Olmaz mı? Peki niye gidiyorlar o zaman? Aman herşeyi de merak etmeyin. Ne meraklı okurlar çıktınız siz de.

Ne diyorduk? Evet. Mustafa Kemal vecize üretmesine ölümün bile mâni olmadığı bir insandır. Sürekli yeni sözleri çıkar piyasaya. Kemalist hesaplar sosyalmedyada paylaşırlar onları. Atam, yaşarken farklı olduğu gibi, öldüğü zaman da bambaşka bir adamdır. Her defasında nokta atışı yapar. Hatta bazen işini ucunu fazla kaçırıp alenen AK Parti'den, Erdoğan'dan, Suriyeli mültecilerden, HÜDA-Par'dan falan da bahseder. 'İşin ucunu fazla kaçırmak' diyoruz ya, Ata'ya yakışmadığından değil, kerametini çok belli ettiğinden. Zira keramet sahibi kerametini belli etmesi tasavvufta pek makbul birşey değildir. O yüzden böyle durumlarda daha genel geçer konuşsa iyi olur. Sözgelimi: Önümüzdeki CB'lığı seçiminde İmamoğlu'nu destekliyorsa da bunu bir vecizeyle dile getirmemelidir. Daha kapalı şekilde işaret etmelidir. Mesela: "Beni Trabzonlu belediye başkanlarına emanet ediniz!" falan. Böyle söylenirse hem dedikodu da çıkmaz. Diğer adayların emekleri de görmezden gelinmemiş olur.

Abarttığımı mı düşünüyorsunuz? O halde geçtiğimiz sene toprağıyla buluşan yazar Roni Margulies'in 'Sen Kalk da Ben Yatam'ında geçen şu satırlara gözatınız lütfen: "Mustafa Kemal ne dememiş? Bence dememiş olduğu hiçbirşey yoktur. Değil mi ki biz sınıfsız, zümresiz, kaynaşmış bir kitleyiz; o zaman herbirimizin dediğini hepimiz demiş oluruz. Ve her konuda birimizden birimiz muhakkak laf etmiştir. Demek ki Atatürk de herşey hakkında birşey demiş sayılır..."

Bu işi kemalistler başlattı fakat 'vecize sezonu' açıldığı gibi kolay kapanmıyor. Üstelik bazen vecizenin sahibini de değişitirmek gerekiyor. Neden? Çünkü dindarları etkilemek için Mustafa Kemal'in yetmediği oluyor. (Genelde yetmez zaten.) O halde kime başvurulacak? Peygamber Efendimiz aleyhissalatuvesselam? Mümkün değil. Çünkü 'hadis ilmi' diye birşey var. Herhangi bir uydurmayı onun mübarek ağzına koyarsanız âlimler içinizden geçerler. Hemen foyanızı meydana çıkarırlar. Rezil olduğunuzla kalırsınız. Peki kime yaslanacağız? İşte burada devreye Alevi zekası giriyor. Ta, ta, taaaamm! Zaten sandıkta da her zaman Beyaz Türklerin imdadına onlar yetişmiyorlar mı? Hey yavrum hey! Kemalistlere bir fikir fısıldıyorlar hemen:

"Hz. Ali'ye ne dersiniz........

© Risale Haber


Get it on Google Play