SCIENCE, REASON AND CONSCIENCE: A PHILOSOPHICAL JOURNEY FROM THE CHAIR TO THE CREATOR - 14
(TÜRKÇE VE İNGİLİZCE)
Sessizlik, Ateist'in kararlı sesiyle bozuldu. Yüzünde düşünceli bir ifadeyle, İnançlı Kişi'nin argümanlarına karşı çıkmaya hazırlanırken, odadaki herkesin dikkati ona çevrildi. Bir sonraki hamlesinin ne olacağı merak konusu olmuştu. Tartışmanın bu kritik noktasında, Ateist, evrimsel süreçlerin rastgele olmadığını vurgulayarak, doğal seçilimin karmaşık yapıların oluşumunda nasıl bir rol oynadığını açıklamaya başladı. Bu açıklama, İnançlı Kişi'nin iddialarına karşı güçlü bir argüman sunacak mıydı? Yoksa İnançlı Kişi, bu yeni meydan okumaya karşı daha da çarpıcı bir cevapla mı karşılık verecekti? Herkesin nefesi kesilmiş, bir sonraki kelimeyi bekliyordu... Bu esnada, Ateist yüzünde düşünceli bir ifade ile sessizliği bozdu.
Ateist: Söylediklerin çok etkileyici, inkâr edilemez bir matematiksel zorluk sundun. Bu tür büyük olasılık hesaplamaları ilk bakışta imkânsız gibi görünebilir. Ancak burada önemli bir noktayı gözden kaçırmamalıyız: Evrimsel süreçler rastgele değil, yönlendirilmiş süreçlerdir. Doğal seçilim sayesinde zararlı mutasyonlar elenirken, faydalı olanlar korunur. Bu şekilde, milyonlarca yıl boyunca biriken küçük avantajlar, karmaşık yapılar oluşturabilir.
İnançlı Kişi: Yani, evrimsel süreçlerin bu kadar karmaşık bir yapıyı nasıl oluşturduğunu mu savunuyorsunuz?
Ateist: Evet, evrim teorisi küçük ve faydalı değişikliklerin zamanla birikerek daha karmaşık yapıların oluşumuna yol açtığını açıklar. Basit organizmaların geçirdiği mutasyonlar, çevresel baskılar altında seçilime uğrayarak zamanla daha karmaşık hale gelir. E. coli'nin modern hali de bu uzun süreçlerin bir sonucudur.
İnançlı Kişi: Ama bu kadar düşük olasılıkla nasıl oldu da E. coli bakterisi var oldu ve 20 dakikada bir çoğalabiliyor? Üstelik bu bakteri, karmaşık enzimler, DNA onarım mekanizmaları ve ribozomlar gibi son derece karmaşık biyomoleküller içeriyor.
Ateist: Burada dikkate alınması gereken nokta, evrimsel sürecin kümülatif olmasıdır. Her bir mutasyon küçük olabilir, ancak faydalı olanlar nesiller boyunca birikerek büyük değişikliklere yol açar. Ayrıca, doğal seçilim, organizmaların çevrelerine uyum sağlamalarını ve karmaşık yapılar geliştirmelerini sağlar.
İnançlı Kişi: Yani, evrende çok büyük bir zaman dilimi ve sayısız deneme yanılma süreci olduğunu mu savunuyorsunuz?
Ateist: Kesinlikle. Evrende çok sayıda organizma ve çok uzun bir zaman dilimi olduğundan, düşük olasılıklı mutasyonlar bile gerçekleşebilir. Bu mutasyonlar birikerek karmaşık biyolojik yapıların oluşmasına yol açabilir. Evrim, rastgelelikten ziyade yönlendirilmiş bir süreçtir.
İnançlı Kişi: Ama yine de bu kadar karmaşık bir yapının tesadüfen oluşması mümkün olabilir mi?
Ateist: “Tesadüf” burada yanıltıcı bir kavram olabilir. Evrimsel süreçler, her ne kadar başlangıçta rastgele varyasyonlara dayanıyor olsa da doğal seçilim bu varyasyonları yönlendirir ve şekillendirir. E. coli'nin evrimsel tarihi, bu bakterinin modern haliyle sonuçlanan sayısız ara formdan geçtiğini gösterir. Bu süreçler, karmaşık yapıların oluşumunu mümkün kılar.
İnançlı Kişi: Anlattıklarını dinledikçe, doğru yolda olduğumu bir kez daha anlıyor ve şükrediyorum. Bilerek pek çok soru sordum, çünkü bir yaratıcı gücün varlığını senin de kabul edeceğini umuyordum. Aslında, farkında olmadan bunu itiraf da ettin.
Yukarıda söylediğin her şey bir yaratıcıyı tarif ediyor. Farkında mısın bilmiyorum ama “yaratıcı” demek yerine “doğal süreçler” diyorsun; sadece isim değiştiriyorsun. Söylediklerin, bilinçli, iradeli ve bir amaca yönelik bir varlığı işaret ediyor. “Yaratıcı”, “Tanrı”, “İlah” veya İslamiyet’te olduğu gibi “Allah” demek yerine “doğa” diyorsun. Şimdi sana ne demek istediğini birkaç örnekle açıklayayım. Ayrıca, sizin “biz böyle bir fikirde değiliz” deme ihtimalinize karşı, bahsedeceğim her bir düşüncenizin kaynaklarını da aşağıdaki dipnotlarda ayrıntılı bir şekilde vereceğim.
Ben diyorum ki: Bu, “rastgelelik değil, düzen olduğunu” itiraf etmektir. “Küçük değişimlerin birikmesi” ifadesi, bir bilinç ve amaca yönelişi gösterir. Bu da bir irade, tasarruf, kuvvet, kudret ve bilgiyi gerektirir ki bu, yaratıcıyı işaret eder.
Ben diyorum ki: Bir sürecin “yönlendirilmiş” olması, bilinçli bir yönlendiricinin varlığını kabul etmek değil midir? Bu yönlendiricinin bilinç, kasıt, irade ve hakimiyet sahibi olması gerekmez mi?
Ben diyorum ki: Bu ifadelerle, farkında olmadan benim savunduğum argümanları dile getiriyorsun. Ne dediğinin farkında mısın? Arka planda bir düzen ve amaca yönelik hareketten bahsediyorsun, bu da bir iradenin varlığını gösterir.
Ben diyorum ki: Bu ifade, bilerek yapan bir yaratıcıyı işaret etmiyor mu? Seçim ve yönlendirme, bir bilinci ve kasıtlı bir yönlendirici gücü gerektirir.
Ben diyorum ki: Bu, sanatçının eserine bilinçli bir şekilde şekil vermesine benzer. Bu kadar açık bir ifadeyi nasıl gözden kaçırabilirsin?
Ben diyorum ki: “Düzen” ve “süreklilik” kelimelerini bir düşün. Bu kelimeler, arkasında bir irade ve bilinçli bir düzenleyici gücün varlığını göstermez mi?
Ben diyorum ki: Kâinatta rastgeleliğin olmadığını ben de söylüyorum. Rastgeleliğin olmaması bize düzen ve bilinç, bilerek yapma ve bilgi gibi şeyleri göstermez mi?
Ben diyorum ki: Evet, “imkânsız” denilen şeyler gerçekleşiyor ve “olamaz” diye düşünülen durumlar hayat buluyor. Bu durumlar, rastgele değil, bilinçli bir irade ve tasarruf sahibi bir varlık sayesinde mümkün oluyor.
Kâinattaki tüm işleyişi “doğal süreçler” ile açıklıyorsun. Ancak bu kavramları tanımlarken ve işleyişlerini izah ederken, aslında bir yaratıcıdan bahseder gibi konuşuyorsun. Görünmeyen ve soyut bir kavram olan “doğal süreçler” üzerinden bir açıklama getiriyorsun, ben ise perde arkasında iş gören bir yaratıcıdan söz ediyorum.
Sonuç olarak, sen de aslında doğa üstü ve soyut bir varlığa inanıyorsun, ancak ona “yaratıcı” demiyorsun. Doğaüstü bir güce inanmadığını söylüyorsun, fakat bu süreçlere doğaüstü özellikler atfederek onları ilahlaştırıyorsun.
Neyi inkâr ediyor ve neye inanıyorsun farkında mısın?
Ateist, İnançlı Kişi’nin sözlerinin altında yatan derin anlamları düşündükçe, yüzünde şaşkınlık beliriyor ve kelimeler ağzından güçlükle dökülüyordu. Gözleri büyümüş, zihni bir an için boşluğa düşmüştü. Daha önce hiç bu kadar keskin ve yalın bir şekilde dile getirildiğini duymamıştı bu argümanların. Sanki yıllardır savunduğu her şeyin üzerine ağır bir perde çekilmişti ve perde, İnançlı Kişi'nin sözleriyle aralanmaya........