Kadın ve Ev

Mehmet Akif’le alâkalı şöyle bir anekdot anlatılır: Berlin’de bir bayan yetkili kendisine şöyle der: Kadınlarınızı niye evlere hapsediyorsunuz? Bırakın onlar da dışarıda olsunlar, her alanda çalışsınlar!

Mehmet Akif şöyle cevâb verir: Ah bayan, biz de bir defa böyle dedik, şimdi de onları eve sokamıyoruz!

Allah erkek ve kadını birbirinin eksiklerini tamamlayacak şekilde yaratmıştır. Erkek, kaderden kendisine verilen becerilerle evin masraflarını karşılamak için sosyal hayâtın içinde aktif bir şekilde bulunur, evin maişetini temin eder. Bu yönüyle o, evin dışişleri bakanı gibidir. Kadın ise, kaderden ona verilen meziyetlerle evin iç işlerini tanzîm eder, evde gelecek nesilleri yetiştirir. Bu yönüyle o, evin içişleri bakanı gibidir.

Ancak Batı’da çıkan ve dalga dalga yayılan feminist hareketler kadını da sosyal hayâtın içine çekmiş, onu hayâtın hemen her alanında çalışır hâle getirmiştir.

Aile hayatında kadın, ağırlıklı olarak evin iç işlerini tanzim eder. Bunu, Hz. Peygamberin hanımlarına yönelik şu ilâhî hitâbta kolaylıkla görebiliriz:

"Ey Peygamber hanımları! Siz diğer kadınlar gibi değilsiniz. Eğer takvâ sâhibi olmak istiyorsanız, yumuşak kelâmda bulunup da kalbinde bir maraz olanı heveslendirmeyin. Maruf söz söyleyin. Evlerinizde oturun ve ilk câhiliyye dönemi gibi açılıp saçılmayın. Namâzı kılın, zekâtı verin. Allah ve Rasulüne itâat edin. Ey peygamber âilesi (Ehl-i beyt)! Allah sizden ancak günâhı gidermek........

© Risale Haber