Hayat o kadar hızlı akıyor ki insan bu sürat içinde bazen durgunluğa düşüyor.
İnsanın/insanlığın yaşadığı kimi hadiseler insanlığın monoton olan hayat serüvenini tekrar tahrik edip hareketlendiriyor. Bu beklenmedik hadiseler de insan murakabesini gözden geçiriyor.
Bu murakabede insan ne kadar maddi ve manevi nimetlere nail olduğunu görebilir. Zaten ihsan edilen nimetleri fark edebilirsek hayattan ve Cenab-ı Hak'tan memnun olur, fark etmezsek her şeyden şikayetçi oluyoruz.
Bu, nimetleri fark edip Hak tealaya şakir bir abid olmak büyük bir nimettir. Bazen gafletle insanlar her şeyi herkese şikayet eder bir duruma, halete girebiliyor. Bu durumda gaflete sebep olan şeylerden akrepten, yılandan kaçar gibi kaçmamız gerekiyor. Çünkü gaflet, insanın sermayesini çar çur edip insanı israf eden bir marazdır.
Risale-i Nur Külliyatı 20 ciltle insana insan olduğunu fark ettiriyor. Adeta gaflet yorganını üstünden kaldırıyor. Belki yorgan üstümüzden kalktığında bir üşüme, ürperme hali oluyor ama kısa sürede insan kendini toplayıp hayat akışına başlıyor.
“Risale-i Nur Anadolu [halkı] için [maddi ve manevi]........