Nur talebelerinin imtihanı

Din bir imtihan bir tecrübedir”[1] ve bu imtihan herkes için geçerli olup çeşit çeşittir. Yani, şu dünya hayatında herkes derecesine göre bir imtihana tâbidir. İstisnası yoktur.

İnsana birtakım sorumluluklar yükleyen Allah, her insanın mesuliyetinin kendisini bağladığını, kendisine ancak salih amellerinin[2] yarar sağlayacağını, hesap gününde hiç kimsenin bir başkasının günahını yüklenmeyeceğini[3] veya insanın bir başkasının affına yetkisi olmadığını affın sadece Allah’a mahsus olduğunu[4] belirtmiştir.

Bir tesbitimi burada bir kez daha nazara vermek istiyorum: Herkes gibi, şüphesiz Nur Risâlelerini okuyanların da çetin imtihanları var. Çünkü, imtihan insanın kabiliyeti nisbetindedir. Bu cihetten bakınca ehl-i ilim olan nur talebelerinin imtihanları elbette çetin olacaktır. Mufassal Tarihçe-i Hayata bakıldığında nurculuğun ve nur talebelerinin nice nice imtihanlardan, badirelerden, çemberlerden geçtiklerini görüyoruz. Bu cihetle de Mufassal, nurculuğun mazisini bilmek için okunması elmzem bir eserdir. Dava şuurunun tesisi için bir vesiledir. Mazisini bilmeyen kimsenin elindekilerin kadr u kıymetini bilmesi de pek mümkün değildir. Bu sebeple miras genellikle çar çur edilir çünkü emeksiz sahip olunmuştur.

Bu nokta-i nazarlardan sonra, aynı risâleleri okuyan kimselerin de geçmişte ve günümüzde hem mesleki hem de meşrebi hem de içtimai olarak keşmekeşleri olacaktır. Çünkü insan basit bir mahluk değildir. Sahabe efendilerimiz, sütliman bir hayat yaşamamış ki nur talebeleri sütliman bir hayat yaşasın. Zaten ahirete mahsus olan sütliman bir hayatı dünyada talep etmek “âhiret meyvelerini dünyada fâni bir surette yemek demektir.”[5]

İnsanlık imtihana tabidir. Risaleleri okuyanlar talib-i hakikat oldukları için onların da imtihanı iddiasıyla sınamak olacaktır. Sırr-ı teklif ve imtihanın çetrefilli hali işte burada devreye girecektir. Zira, bir kimsenin iman ve hidayet dairesine girmesiyle, o kimse için imtihan bitmiyor. Söz konusu........

© Risale Haber