Karşılıksız sevginin, şefkatin, merhametin, fedakârlığın timsali kimdir diye sorulsa elbette ki anneler cevabını verir tarih. Hayatını çocuklarına adamış, zorluklara göğüs germiş, çilelere katlanmış şefkat kahramanlarıdır annelerimiz, validelerimiz. Bu kahramanlar ihya olursa toplum ihya olur, tefessüh ederse toplum da tefessüh eder. Kendilerini inşa ederlerse muazzam bir nesil yetişir. Bunu bilen ehl-i dalalet kadınlarımızı -müstakbel anneleri- her cihetten kuşatıp fıtratlarını tahrip ederek toplumun şimdiden çökmesini ve zevk ve sefaletle körleşip kendi ‘pim’ini çekip patlatmasını beklemektedir.
Bediüzzaman Hazretleri bu müfsidlere beddua eder:
“Bu mübarekleri ifsad eden komiteler kahrolsunlar! Allah bu hemşirelerimi de bu serserilerin şerlerinden muhafaza eylesin, âmîn.” [1]
Fıtratı hassas, zayıf, zarif, latif olan taife-i nisa, annelik vasfıyla güçlü, cesur ve metanetli olurlar. Çocukları maddi, manevi tehlikeye maruz kaldığı zaman, ölüm dâhil her tehlikeyi göze alır, her zorluğa katlanırlar. Çünkü bir kızın fıtratını tekmil eden, kuvvetlendiren evliliktir ve bunu palazlandıransa anne olmasıdır. Zaten aile tabiri ancak çocuklarla taçlanmaktadır.
DİNDAR KADINLARIMIZIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
“…kadınlardaki şefkatten gelen ücretsiz fıtrî kahramanlık ve hakikî ihlas cihetiyle zevcinden daha ileri gidebilir... Haneniz bir küçük Medrese-i Nuriye, bir mekteb-i irfan olsun ki; bu sünnet tam yerine gelsin. Sünnet-i seniyenin meyvesi olan çocuklar âhirette size şefaatçı olsunlar. Dünyada da iman dersini alıp size hakikî evlâd olsunlar. Yoksa bu otuz senede kısmen olduğu gibi, o çocuklara yalnız terbiye-i medeniye verilse, bir cihette o çocuklar dünyada faidesiz ve âhirette davacı olarak "Ne için imanımı kurtarmadınız?" diyeceklerinden peder ve vâlidelerini mahzun etmek, sünnet-i seniyenin hikmetine münafî olur.” [2]
İslamiyet kadının din, namus, şeref ve hukukuna büyük ehemmiyet verir. Bu ehemmiyetin birçok sebepleri var. Bunlardan birisi hem kadınının şahsi hukuku hem de kadınların toplumun mimarları olması cihetidir. Onlara rikkat ve şefkatle muamele edilmesini emreder.
Kadının onurunu İslamiyet muhafaza eder. Kadınların hislerindeki inceliği, seriütteessür olduklarını, kalblerindeki hassasiyet ve merhameti çok iyi bildiğinden gönüllerini incitmemek için dikkat gösterir ve hanımların haksız yere kalplerinin kırılmaması hususlarında tavsiyelerde bulunurlar. Bu mevzuda nice hadis-i şerifler mevcuttur.
Resul-i Ekrem (a.s.m.) Efendimiz buyurdu ki: "Kadın, Allah'ın, kullarına en büyük hediyesidir. Allah'tan korkun, onlara zulüm ve eziyet etmeyin, onları ihmal eylemeyin.'
Erkekler, güç ve kuvvette, teşebbüs kabiliyetinde, cesarette, kadınlar ise, şefkatte, hassasiyette, vefa ve sadakatte daha ileridirler. Bu sebeple rollerin muhafaza edilmesi de çok önemlidir. Toplumun dinamikleri de bu vesileyle muhafaza edilir.
BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİN KUMANDANLARINDAN ZÜBEYİR AĞABEYDEN
KIZ........© Risale Haber