Bil Ey Gafil-1
Bil ey gafil! Muhalatın en uzağı budur ki; seni halk eden Halık senin hayat ve yaşamaklığın için lazım olan şeylerin halk edilip hazırlanarak sana geldiğini; veyahut içinde değişmeler geçirdiğin içtimai ahval ve dünyevi etvarını bilmesin, görmesin, anlamasın. Hâşâ ve Kella!
İnsan nasıl bir itikad üzere ise öyle bir muameleye hak kazanıyor. Görülmediğini düşünen gerçekten görülmeye layık olmayı, işitilmediğine inanıp öyle yaşayanın sesi işitilmeye değer olmayı yitiriyor. İnsan maddesi, mânâsı, enfüsü, afâkı, ferdi, cemiyeti ile kuşatıldığına tevhid gereği sağlam bir itikadla sarılmayınca; içte ve dışta; toplumda ve bireyde çözülme ve çürüme başlıyor. Görülmediğine inanan değersizlik algısına kapılıyor ve değersiz işlerini artırıyor, görüldüğünü, bilindiğini hisseden ise her anını altın gibi kıymetli işlerle geçiriyor. Bireysel ve toplumsal çektiğimiz cem-i cümle sıkıntının, hastalığın kökü tevhidden uzaklık. Tevhidin de kökü iman. İman taklidi olunca tevhidde hakikatince yaşanmıyor. Bu bahis tevhid bahsi.
Nefs basit, alelade hallerin bilinmesini güya tenzih ve takdisten;........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein