Bir Cürümde Sadece Fail mi Suçlu?

Hukuk kitaplarına göre, ceza kanunlarında veya ceza hükmü ihtiva eden özel kanunlarda hukuka aykırılık teşkil eden ve cezai yaptırıma bağlanmış fiil/eylemlere suç denilmektedir. Bir başka tarif suçu şöyle açıklar: Suç, toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken hukuki değerleri kasten, yani bilerek ve isteyerek ihlâlini veya bu değerleri korumaya yönelik kurallara uyulmamasını ifade eden insan davranışıdır.

Her toplum varlığını sürdürebilmek için sahip veya tabi olduğu ahlâki değerlere göre bir hukuk düzeni oluşturur ve devamını sağlamaya çalışır. Hemen her toplumda, mevcut adalet düzenine uyulmayıp toplumsal kuralların çiğnenmesi “suç” olarak kabul edilir ve fiili/eylemi işleyenler cezai müeyyide ile cezalandırılır.

Bugün birçok ülkenin altında imzaları bulunan uluslararası sözleşmelerde aşağıda yazılı fiillerin “siyasi, felsefi, ırki veya dini sâiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, bu suçlarda zamanaşımı işlememek üzere, insanlığa karşı suç” olarak kabul edilmiştir:

1- Kasten öldürmek veya yaralamak,
2- İşkence, eziyet veya köleleştirmek,
3- Kişiyi hürriyetinden mahrum kılmak,
4- Bilimsel deneylere tabi tutmak,
5- Cinsel saldırıda bulunmak,
6- Çocukların cinsel istismarı,
7- Zorla hamile bırakmak,
8- Zorla fuhuşa sevketmek vs.

Kişi veya gurupların birbirlerine karşı işledikleri “insanlığa karşı işlenen suç”ların yanısıra, devletlerin de insanlara karşı giriştiği insanlık dışı fiiller Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargılama yetkisine sahip olduğu uluslararası suçlar arasındadır. Bu suçlar da şunlardır:

- Savaş suçları,

- Soykırım suçu,

- Saldırı suçu.

Uluslararası Ceza Hukukunda İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar

İnsanlığa karşı suçlar, II. Dünya Savaşından sonra uluslararası hukuk metinlerine giren uluslararası suçlardan sayılmıştır. “İnsanlığa karşı işlenen suçlar” kavramı, uluslararası hukuk alanına ilk defa, faşist Nazi Almanyası döneminde Yahudilerin soykırıma tabi tutulduğu ve ardından davanın görüldüğü Nürnberg Askeri Ceza Mahkemesi’nin 1945 yılındaki yargılamaları sırasında girmişti.

İnsanlığa karşı işlenen suçlar, bugün halen yürürlükte olan Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’nün 7/1 maddesinde ayrıntılı olarak sıralanmıştır. Bu Statüye göre “herhangi bir sivil nüfusa karşı yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olarak işlenen” ve aşağıda sıralanan fiiller insanlığa karşı işlenen suç olarak kabul edilir:

a) Öldürmek.

b) Toplu olarak yok (imha) etmek.

c) Köleleştirmek.

d) Nüfusun yerinden sürgün edilmesi veya zorla nakli.

e) Uluslararası hukukun temel kuralları ihlâl edilerek hapsetme veya fiziksel özgürlükten başka biçimlerde mahrum bırakmak.

f) İşkence yapmak.

g) Irza geçme, cinsel kölelik, zorla fuhuş, zorla hamile bırakma, zorla kısırlaştırma veya benzer ağırlıkla diğer cinsel şiddet şekilleri.

h) Herhangi bir tanımlanabilir grup veya topluluğa karşı, bu paragrafta atıf yapılan herhangi bir eylemle veya mahkemenin yetki alanındaki herhangi bir suçla bağlantılı olarak siyasi, ırki, ulusal, etnik, kültürel, dini, cinsi veya evrensel olarak uluslararası hukukta kabul edilemez diğer sebeplerle zulüm.

i) Kişilerin zorla kaybedilmesi, ortadan kaldırılması.

j) Irk ayrımcılığı (Apartheid) suçu.

k) Kasıtlı olarak ciddi ızdıraplara, bedeni, zihni veya fiziki sağlıkta ciddi hasara sebep olan/olabilecek benzer özellikteki diğer insanlık dışı eylemler.

SOYKIRIM SUÇU NEDİR?

İnsanlığa karşı suçlarda asıl hedef gurup veya kitle olmayıp bir guruba mensup olan kişidir. İşlenen suç fertlere karşı yaygın, sistemli olarak, süreklilik halinde ve bir organizasyon icra edildiğinde böylesi fiiller de soykırım suçu oluşturur. Soykırım suçunda ise mağdur(lar), ulusal, etnik, ırki veya dini bir grubun mensubu/tarafı olduğu için seçilir. İşlenen suçtaki gaye gurubun/kitlenin tamamen veya kısmen imha edilmesidir.

Gerek insanlığa karşı suçların, gerekse soykırım suçlarının mağduru sivil nüfustur; Hukuk metinlerine göre sivil nüfusun tanımı, “Suçun işlendiği yerde, devletin vatandaşı olsun veya olmasın, “savaşan” durumunda olmayan herkestir.”

Yukarıda izah edilen suç kavramı ve eylemleri hakkındaki genel bilgiler muvacehesinde, Gazze’de devlet terörüyle işlenen soykırımda barbarlığın, vandallığın ve vahşetin her türlüsüyle 340 günden beri, yeryüzünde yaşayan 8 milyar civarında insanın gözleri önünde halen küstahça ve pervasızca işlenmekte olan suçların, failini, mağdurunu, suçları diğer yönleriyle ve ilgilileriyle inceleyelim:

Fail,

Dolaylı faillik (Başkasını araç olarak kullanmak),

Suç ortaklığı,

Suça iştirak etmek,

Azmettirmek ve kışkırtmak,

Suç için zemin oluşturmak,

Suçluyu teşvik etmek ve yol göstermek,

Suçluya yardım ve yataklık etmek (Öncesinde, sırasında ve sonrasında),

Suç araçlarını temin etmek,

Suçun icrasını kolaylaştırmak,

Suç delillerini karartmak,

Gerçeği çarpıtarak işlenen suçu başka türlü göstermek, Adaleti yanıltmaya çalışmak,

Suç işlenirken göz yummak, sessiz ve kayıtsız kalmak.

Ayrı ayrı ifade edilen bu fiiller arasında benzerlik olduğu anlaşılsa da yüz küsur yıldan beri Filistin’de ve özellikle bugün Gazze’de yaşanmakta olan soykırımda görülüyor ki her bir başlık ayrı bir eylem ve suç fiilidir.

OLAY : 7 Ekim 2023 tarihinden beri İsrail Ordusunun Filistin Özerk Yönetimine bağlı Gazze şehrini havadan ve karadan bombalaması neticesinde 17 bin çocuk, bir o kadar kadın olmak üzere 45 binden fazla can kaybı. Okul, ibadethane, mesken, hastane, yetimhane, BM binaları ayırımı yapılmaksızın dört atom bombası şiddetindeki binlerce saldırı ile 2,5 milyon insanın yaşadığı şehrin yakılıp yıkılması. Şehir dört bir yanından kuşatılarak insanların saldırılardan kaçması engellenen Gazze’de, her gün yüzlerce savunmasız sivil cinayetlerle sistematik olarak katledilmektedir. Gitgide daraltılan güvenli alanda hayatta kalabilenler ise açlığa, susuzluğa mahkum edilerek ölüme terk edilmektedir.

SEBEP ve GEREKÇE : HAMAS’a bağlı İzzeddin el-Kassam Tugayları, işgalci ve yayılmacı İsrail'in güneyindeki yerleşim yerlerine 20 dakika içinde 5 bin civarında roketle atışışıyla geniş çaplı saldırı başlattı. Silahlı grubun komutanı Muhammed ed-Dayf, "Aksa Tufanı" adını verdikleri saldırının sebebi olarak “Mescid-i Aksa'ya radikal İsraillilerin girmesi” diye ifade etti. Kassam Tugayları,........

© Risale Haber