Hac kongresi yapılmalı

Milyonlarca Müslüman her yıl “Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde venni’mete leke ve’l-mülk. Lâ şerîke lek.” (Buyur Allah’ım buyur, işte buradayım, kapına geldim. Senin eşin, benzerin yoktur. Her türlü hamd ve nimet sana aittir. Mülk senindir. Senin eşin, benzerin yoktur) diyerek hac ibadet için Kâbe’de, Safa ve Merve’de, Arafat’ta, Müzdelife’de, Mina’da, Mescid-i Nebevi’de, Ravza-i Mutahhara’ da bir araya gelirler.

Hac, dünyadaki bütün dillerin, renklerin, sınıfların, rütbe, mevki ve makamların hiçbir farklılığının olmadığı yerdir. Mahşer meydanının, ahiretin provasıdır. Hiç kimse, burada dünyalıklarıyla, rütbe ve unvanlarıyla övünemez, ayrıcalık yapamaz, büyüklük taslayamaz. Burada ihrama girenlerin elbiseleri ve renkleri aynı, namaz kıldıkları mescitler aynı, vakfeye durdukları mekanlar aynıdır. Nefse karşı mücadele metotları aynı, kulluk ettikleri ve önünde secdeye kapandıkları Rableri aynıdır. Rahmet olarak gönderilen Peygambere (sav) tabi olma ve sünnetini yaşama heyecanları aynı, dinleri aynı, kıbleleri aynıdır. Bu aynıların müşahhas görüntüsü, haccın hikmetlerinin tahakkuku için Hac kongresinin yapılmasını gerekli kılmaktadır.

“Hani biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık…” (Bakara, 2/ 125.) ayeti ile dünyanın her tarafından Müslümanlar; davalarının doğduğu, Hz. İbrahim’in (as) eliyle Hanif dininin başladığı ve yüce Allah’ın, yeryüzünde kendisine ibadet edilen ilk ev kıldığı Kâbe’nin yanında yıllık genel kongrelerini gerçekleştirmeye davet edilmektedirler.

Haccın hikmetlerinin ihmali

İslam dünyası, savaş, terör, yoksulluk, göç gibi çeşitli sorunlarla anılmaya devam etmektedir. Bu sorunlara ek olarak, 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan Gazze’deki Siyonist vahşeti de hala devam ediyor. Yaşanan vahşet, musibet ve sıkıntıların kader ciheti ile hikmetleri neler olabilir? Bu sorunun cevabı olarak musibetlerin, hastalıkların, felaketlerin altında yatan hikmetlerin birisinin Hac da yapılması gerekenlerin ihmalin olduğunu öğreniyoruz. Bediüzzaman Said Nursi, Sünuhat adlı eserinde konuyu nazarlarımıza sunuyor. Bediüzzaman’ın tespitleri ışığında konuyu analiz etmeye çalışalım.

“Rüya hacda sükût etti. Çünkü, haccın ve ondaki hikmetin ihmali, musibeti değil, gazap ve kahrı celb etti. Cezası da keffâretü’z-zünub değil, kessâretü’z-zünub oldu. Haccın bahusus taarrüfle tevhid-i efkârı, teavünle teşrik-i mesaiyi tazammun eden içindeki siyaset-i âliye-i İslâmiye ve maslahat-ı vâsia-i içtimaiyenin ihmalidir ki, düşmana milyonlarla İslâmı, İslâm aleyhinde istihdama zemin ihzar etti.”[1]

Bediüzzaman hacdaki ihmalin cezasının da “keffâretü’z-zünub yani günahların kefareti; müminlere, işledikleri günahların affı için Allah tarafından verilen keffaret hükmündeki hastalık ve musibetler değil; kessâretü’z-zünub yani günahların çoğalması olduğunu” belirtiyor. Çünkü kefferatü’z zünub olsa ceza çekilir ve musibet kalkar. Kessâretü’z-zünub da günahlar, hatalar arttığından felaketler, musibetler devam ediyor.

Bediüzaman’ın ifadelerinden haccın hikmetlerinin çok büyük olduğunu anlıyoruz. Demek ki hacdaki hikmetleri hacda yapılan şahsi ibadetler karşılayamıyor. Haccın hikmetleri:

”Taarrüfle tevhid-i efkârı, teavünle teşrik-i mesaiyi tazammun eden içindeki siyaset-i âliye-i İslâmiye ve maslahat-ı vâsia-i içtimaiye” diye sıralanıyor. Bunları incelersek hacda:

-Taarrüfle tevhid-i efkâr: Tanışmakla birlikte fikir birliği.

-Teavünle teşrik-i mesaiyi tazammun: Yardımlaşma ile âlem-i İslam’ın mesaisinin tanzimi ve birlikte çalışma, yardımlaşma mesaisi kurmak.

-İçindeki siyaset-i âliye-i İslami’ye: İçerisinde İslam’ın o yüksek siyaseti ve devlet yönetimindeki ihmallerin görüşülmesi ve yüksek İslam siyasetinin tezahürünün şura ve meşveretinin tahakkuku.

-Maslahat-ı vâsia-i içtimaiye: Geniş içtimai ve sosyal hayatın faydasına yapılacak çalışmalar.

Bu hikmetlerin hacda yapılması gerekirken ihmal edilmesi ve Sünuhat’taki bahsin devamında Hint, Tatar, Kafkas, Arap ve........

© Risale Haber