Yankı

Gül devrinde açan goncanın kukusu, bütün zamanların en zinde sesi soluğu olmuş. O bahçede açan çiçekler en bereketli meyvelerini vermiştir.

Dört güzellerden biriden gelen şefkat, şöyle yankılanır: “Yâ Rabbî, cehennemde vücudum o kadar büyüsün ki ehl-i imana yer kalmasın...” (Hz. Ebu Bekir)

Mevlâna da “ayağının tozu olmaya razı olduğu” zattan aldığı feyizle şöyle konuşur: “İki âlem de aşk kuşunun gagası önünde bir daneden ibarettir. Bir dane hiç kuşu yiyebilir mi?”

O güneşe pervane kesilenlerden biri de Hz. Geylanî’dir: “Ey oğul, bir eline dünyayı, öbür eline âhireti al. İkisini yan yana getir. Bir yere yerleştir. Aralarından çık; Mevlâ’na yönel!”

Yine bir kutup yıldızı Gazalî, ondan aldığı hızla gümbür gümbürdür: “Sen ikiyi bire karşı vermemelisin. Nasıl olur da sonsuzu sayılı günler karşılığında satarsın?”

“Peygamber efendimiz Miraç gecesinde zaman ve mekân dairelerinden çıkıp imkân darlığından da kurtulunca, bir anda ezel ve ebedi buldu;........

© Risale Haber