İslam Âlemini Mankurtlaştıran Ümitsizlik Hastalığı

Ümitsizlik helaket ve felaketleri toplumun üzerine celb eden, korkaklığa sebep olan, geri kalmışlığı, cehaleti ve fakirliği getiren, yüksek ahlakı öldüren, manevi kuvveti kıran, kanser gibi dehşetli, öldürücü ve boğucu bir hastalıktır.

Bu hastalık, şahısları kendi menfaatlerin peşinde koşturur, tenbellik, lakaytlık ve –bu benim meselem değil- diyerek nemelazımcılığa sevk eder, hizmeti terk ettirir, taklitçiliğe ve yabancı hayranlığına yol açar, kendi milletini zelil, başka milletleri yüce gösterir.

Ümitsiz insan, vicdanı bağlı, ruhsuz bir cesetten, mankurtlaşmış, ayakta gezen bir ölüden farksızdır.

İsrail vahşeti karşısında Müslüman devletlerin başlarındaki idarecilerin çoğunun gösterdikleri tavır, ölüden pek de farklı değildir. Bırakın yardım etmeyi, katledilen kardeşlerinin başlarında ağlamayı bile akıl edemeyecek kadar şuur yoksunluğu içindeler.

Müslümanların acilen fabrika ayarlarına dönmeleri ve bu dehşetli öldürücü hastalıktan kurtaracak olan Kur’an ve Sünnetin sunduğu; hak, adalet ve........

© Risale Haber