Soru cevap kucaklaşması: Münazara iklimi

Nazar, bakışın derin anlam kümesine “nazar-ı dikkate” sunulan bir tetkik/incelemenin, bakış açısına kattığı yeni bir değer katmanıdır.

Münazara, bu bağlamda, nazarların bakıştığı fikrî odaktır.

Fikri bakışmak, sözün muhatapta kıymet görmesi ve dinlemesidir.

Sorunun cevap menziline ulaşmasıdır.

Cevabın soruya muhataplık kalitesi ile karşılık vermesi, konuşmanın birbiriyle mecrasında karşılaşmasıdır.

Soru ile cevabın buluşmasıdır.

Kelamın eşleşmesi, fiilin işteş olmasıyla; beyanların mesaj diliyle alıcı-verici birer söz kaynağı olma etkileşimidir.

Bediüzzaman, kelamın makamları olarak “ifade ve istifade” dediği iki hâlin, aktif ve pasif anlama beraberliğidir.

Mecrasında bir konuşma; gündem ve kapsam içinde kalarak, sözü eşleşerek paylaşmak, sırayla aktarmak ve konuyu açarak yeni anlam katarına katmakla ilerler.

Tren raydan çıkmadan ilerlediği gibi, söz de konu içinde, amaç raylarında hedef durağına ilerlemelidir.

Münazara, nazarın ortak odağında arayışı olan hakikat avcılarının; konu altyapıları ve ilgileri ile müzakere kapasiteleri birbirini tamamlayan bir yeterlilik ister.

Soru sormak, cevaba davetiye ise; davetin niteliği ile icap etmenin itinası ve diyaloğun zemini genişler.

Zaman, mekân, olay ve insan ilişkisi içinde, problem veya çözüm gündemi iç içe, birbirini besleyen bir müzakere ortaklığıdır.

Tarafların temsil değerine göre seçilmiş........

© Risale Haber