Şimdi Münazara zamanı

117 yıl önce başlayan bir münazaranın en canlı yerindeyiz hâlâ.

Said Nursi’nin Münazarat eseri, sahadan, veriye dayalı gözlem, dinleme ve anlam pratiği olan bir çalışmadır.

Toplumsal bir okumanın, bölgesel ama evrensel ölçeğe uyarlanmış siyasi ve sosyal bir reçetedir.

Öncelikle toplumsal yaraları, hastalığı teşhis ediyor.

Siyaset tabibi olarak, hastalığın adını koyuyor, sebeplerini analiz ediyor ve çözümlerini ortaya koyuyor.

Münazara etmeyi, doğunun “gürültülü konuşma” halinin medrese kültüründe devam eden alışkanlığının dinamizmini dikkate alarak buna bir form kazandırıyor.

Soru sorma tekniğini geliştirerek “Kaide-i Sual” düzeni içinde, sıralı, özgür, bağımsız, kendisi dahil insanı, ulemayı, problemleri, çözüm yollarını, kamu yönetimini, bürokrasi ve siyaseti sorgulayan soru setleri oluşturuyor.

Münazara etmenin, karşılıklı soru-cevap kucaklaşması yaşatmanın en taze, kuralı yenileyen bir tarzını ortaya koyuyor.

İkinci Meşrutiyet’in doğum sancıları altında, Osmanlı’nın çöküş yıllarında, keşmekeşliğin zihinleri müşevveş eden bunalımlı ortamlarında bir vaka analizi ve durum tespiti olarak yaşadığı coğrafyanın birebir gerçekte yakıcı ve müzmin toplumsal hastalıklarını gündeme getiriyor.

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinden başlayıp Hakkari’nin sınırlarına kadar uzanan geniş bir araştırma evreninde, bugün Doğu ve Güneydoğu bölgeleri olarak bilinen alanda arazi çalışması yapıyor.

Soru soruyor, soru alıyor, soruları açıyor, soru soruyu doğuruyor.

Sorular, farklı ilmi disiplinlerin konularını kapsayacak bir yoğunluk ve iç içelikle cevaplandırılırken, yeryüzü ölçeğinde bölge, Osmanlı, İslam dünyası ve Asya ile Avrupa düzleminde yaşananlar da yerini buluyor.

Bu olaylar, arka plan ve gelecek perspektifi yansıtan bir şifre, betimleme, kodlama ve adlandırma ile kavramsallaştırma gibi düşünme disiplinini........

© Risale Haber