Hüsrev Abiye mektub!

Hüsrev, ilk talebelerinin en çok temayüz edenlerinden biriydi. Nurların elle ve Kur’an hattıyla yazıldığı o çileli yıllarda kusursuz denebilecek kadar güzel hattı ve gayreti ile öne çıkmıştı. Üstad’ının mütemâdiyen tekrarlanan iltifatlarına mazhar kaldıkça şâkirdler arasında itibarı artıyor, teveccühlere mazhariyeti çoğalıyordu. Isparta’da Nurcular kime sorulsa, akla gelen ilk isim oluyordu Hüsrev.

İhtiyaç vakitlerinde veya bazı fasılalarla Üstad’a yazdığı mektublar hüsn-ü kabul görüyor, cevabî mektuplarla birlikte elden ele dolaşıyordu.

Bayramın ikinci günü gelen mektub Risâle-i Nurlar kadar, belki daha çok, üstadının şahsını nazara veriyordu. Şahsı öne çıkarmak, bir şahsa tâbi olmak, bir cihette bütün mesuliyet ve yükü onun üzerine yıkmak asırların alışkanlığı idi. Müridin şeyhe, köylünün ağaya teslim olarak kayıdsız yaşamasının kaç asırlık geçmişi vardı bu topraklarda. Talebelerinin de hâl-i hayatında veya mematında benzer bir tehlikeye düşmelerini, karanlık bir çıkmaz sokağa girmelerini istemiyordu. İstiyordu ki, kendisi bir gölge gibi sessiz sedâsız aradan çekilsin; başlattığı bu büyük hizmet, Risâle-i Nurların muhkem çerçevesinde yürüsün. Şâkirdleri kendisinden değil, eserlerinden hareketle yollarına devam etsinler; ecel gelip çattığında meydana gelecek o büyük boşlukta boğulmasınlar.

Önce Hüsrev’in mektubunda, şahsını nazara veren kısımlar üzerinde kalem oynattı. Şahsını medh-ü sena eden bazı kısımları mektubdan çıkarttı, bir kısmını ise Risâle-i Nurları kastedecek şekilde düzeltti.

Talebesinin rızasını almadan yaptığı bu tasarrufa üzülmesin, alınmasın diye de nokta-i nazarını tane tane izah eden bir mektub yazdırmaya başladı.

Kendisi söylüyor, kâtibi yazıyordu:

““Aziz, sıddık, çok mübarek, çok faal, çok hâlis, çok kıymettar kardeşim Hüsrev,

“Senin bayramın ikinci gününde elime geçen mektubun bir güvercin haber veriyor gibi geldiği aynı günde beni çok müteessir eden hadise-i taarruziyeden neş'et eden elemlerime, kederlerime bir merhem, bir ilâç hükmüne geçti, bu mânâyı hatıra getirdi:........

© Risale Haber