Sebeb-Sonuç Bağlamında Kader-İrade ve Takdir İlişkisi |
Kader, iradeyi yok eder mi?-3
5. Vecih: Kader, sebeple müsebbebe bir taallûku var. Yani, "Şu müsebbep, şu sebeple vukua gelecek." Öyle ise, denilmesin ki, "Madem filân adamın ölmesi, filân vakitte mukadderdir. Cüz-ü ihtiyariyle tüfek atan adamın ne kabahati var? Atmasaydı yine ölecekti."
Sual: Niçin denilmesin?
Elcevap: Çünkü, kader onun ölmesini onun tüfeğiyle tayin etmiştir. Eğer onun tüfek atmamasını farz etsen, o vakit kaderin adem-i taallûkunu farz ediyorsun. O vakit ölmesini neyle hükmedeceksin? Ya, Cebrî gibi sebebe ayrı, müsebbebe ayrı birer kader tasavvur etsen; veyahut Mutezile gibi kaderi inkâr etsen, Ehl-i Sünnet ve Cemaati bırakıp fırka-i dâlleye girersin.
Öyle ise, biz ehl-i hak deriz ki: "Tüfek atmasaydı, ölmesi bizce meçhul." Cebrîder: "Atmasaydı yine ölecekti." Mutezile der: "Atmasaydı ölmeyecekti."
Kader, takdir yaparken sebeple sonucu birbirine bağlayarak takdir yapıyor. Bu çok önemli bir konu… Mesela birisi çok hırslı bir yapıda olsa, çalıştığı işyeri de ona az maaş verse; bu kişi eğer kasiyerse içinden bir ses, paraları çalmasını ve kaçmasını söyler. Şimdi kasada bir gün hasılat çok olsa, o adamın da hırsı alevlenmiş olsa, adam parayı çalar. Peki kasada para olmasaydı adam hırsızlık yapabilir miydi? Veya kasiyer o adam değil de başkası olsaydı o para çalınır mıydı?
Bu noktada Cebriye der ki, kasadaki paranın çalınacağı kesin. O yüzden o adam olmasa da, başkası yine o parayı kesinkes çalacaktı. Mutezile der ki, hırsızlık yapacak hırslı adam yoksa hırsızlık neden olsun! Ehl-i hak der ki, hırsızlık meçhul… Başkası kesinlikle çalacak denilemez. Çünkü yerine gelecek kişi, çok namuslu biri olabilir. Bu durumda hırsızlık olamaz. Cebriye yanılıyor, deriz. Ayrıca tek hırsız o adam olmadığı için başka birisi de çalabileceğinden dolayı veya bir yangın çıkıp o para yanabileceği, depremde göçük altında para kaybolabileceği gibi sebeplerden dolayı o işyeri sahibi o........