Almanya’da ırkçılığın ve İslam düşmanlığının Yükselişi: Bir Toplumun Dönüşüm Hikâyesi
Almanya siyasetinde son yılların en dikkat çekici gelişmelerinden biri, hiç kuşkusuz Almanya için Alternatif Partisi’nin yani AfD’nin yükselişi oldu. Bu yükseliş yalnızca bir partinin seçimlerde başarı kazanmasıyla açıklanabilecek bir olgu değil. Daha derinlere bakıldığında, toplumda yaşanan kırılmaların, korkuların ve kimlik krizlerinin siyasi alandaki yansımasıyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. AfD’nin serüveni, Almanya’nın son on yıllarda geçirdiği sosyolojik dönüşümlerin adeta bir aynası niteliğinde.
Bir Protesto Hareketinden Siyasi Güce
AfD ilk ortaya çıktığında bugünkü gibi göç, mülteci ve İslam karşıtı bir söyleme sahip değildi. Parti, 2013 yılında Euro karşıtlığı üzerinden şekillenmişti. Almanya’nın güçlü para birimi olan D-Mark’ın terk edilmesi, geniş kesimlerde hayal kırıklığı oluşturmuşdu. AfD bu noktada kendisini, “Alman ekonomisini koruyan” bir parti olarak tanımladı.
Kurucuları daha ziyade akademisyenler ve ekonomistlerdi. O günlerde partiye bakanlar, ırkçı bir hareketten ziyade para politikaları üzerinden yükselen bir Avrupa Birliği eleştirisi görüyordu. Ancak zaman içinde siyasi atmosfer değişti ve AfD, toplumsal kaygıları farklı alanlarda sahiplenmeye başladı. Böylece merkezde duran bir protesto partisi, giderek daha fazla aşırı sağın merkezi haline geldi.
Mülteci Krizi ve AfD’nin Yükselişi
AfD’nin asıl çıkışı 2015’teki mülteci krizi ile oldu. O yıl Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’dan ve Afrika’dan yüz binlerce insan Almanya’ya sığındı. Angela Merkel’in “Wir schaffen das” yani “Biz bunu başaracağız” sözü, Alman siyaset tarihinde simgesel bir dönüm noktası olarak kaldı.
Ancak bu sözün oluşturduğu iyimserlik, toplumun her kesiminde aynı şekilde karşılanmadı. Özellikle kırsal bölgelerde ve küçük şehirlerde yaşayan insanlar, bu büyük göç dalgasını kendi kültürel kimliklerine bir tehdit olarak algıladı. İş piyasasında rekabet, sosyal devletin yükü ve güvenlik kaygıları daha fazla dile getirilmeye başlandı. AfD bu noktada mülteci krizinden doğan kaygıları siyasi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein