menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cıfıt Çarşısı

5 8
03.12.2025

Tanıtım Günlerinin faydası var zararı yok

Kahvesi bahane, buluşması şahane!

Lafı uzatmadan şunu bir baştan söyleyeyim. İstanbul olmak üzere her yıl düzenlenen Erzurum Tanıtım Günleri’nin yapılmasına karşı değilim. Tüketim günleri, taşra etkinliği gibi tanımlamalara karşı olmamın en büyük sebeplerinden birisi tanıtım günlerinin yapıldığı illerde ki hemşehrilerin biraraya gelmesi, gelebilmesi, bu imkanı bulabilmesi. Elbette ki son zamanlarda bazı illerde ki tanıtım günlerinde hoyratlıklar yaşanmadı değil, ama fotoğrafın tamamına bakıldığında bunun o bölgedeki hemşehri üzerinde ne denli olumlu etkisi farkedilecektir. Açıkçası kahve bahane, şahane olan buradaki muhabbet. Onca kalabalığın olduğu şehirlerde hemşehriler ne zaman biraraya gelebiliyor ki, bu taraftan bir de bakarsak iyi olur kanaatindeyim. İstanbul, Kocaeli ve Ankara’da ki tanıtım günlerine giden birisi olarak gözlemim odur ki, aynı şehirde yaşayan insanlar ancak bu tür etkinliklerde biraraya gelebiliyor, dostlukları pekiştiriyor, hasret giderebiliyorlar. Bu kadarını dahi ben önemsiyor, o yüzden etkinliklerin yararlı olduğuna inanıyorum.

***

Kuşkusuz bu tanıtım günleri sadece Erzurum’a ait bir şey değil. Bir çok ilin de özellikle büyükşehirlerde etkinlikleri oluyor. Elbette ki bu etkinlikler de o illerin hemşehrilerinin kucaklaşmasına, biraraya gelmesine vesile oluyor. Tanıtım günlerinde oluşturulan stantlarda ki ürünlerin satılması, tanıtılması da kötü bir şey olmasa gerek. Düzenli bir şekilde konsept oluşturulması halinde bu tür ürünlerin satılması, tanıtılması faydalı da bir şey. Tanıtım günlerine elbette ki imkanları olan her hemşehri katılıyor, kaldı ki 3 gün ise eğer 3 gün de o etkinliklerde olanlar oluyor. Bu etkinliklere belediyelerin ve bazı kurumların katılması da kötü bir şey değil. Yeter ki devasa bütçeler ile değil, mütevazi bütçeler ile tanıtım günlerine katılım sağlansın. Dedim ya, şarkıda ki gibi. İkimiz de bir firari, içimizde bir virane Aramızda bir kahvelik mesafe, kahve bahane! Bir takım hoyratlıkların olmaması halinde bu tür etkinlikler hem olsun, var olsun, bu benim son kararımdır.

---

Kılınboz kardeşler yıllardır böyle..

Davul sesine dayanamazlar!

Suat Kılınboz, Gökhan Kılınboz. 52 ve 45 yaşlarında olan ağabey kardeş, yıllarını halk oyunlarına vermiş, sembol olmuş isimler. Aynı zamanda halen Halk Oyunları Ulusal hakemi olan Suat Kılınboz ile Erzurum Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Gökhan Kılınboz, adeta bar ile yatıyor bal ile kalkıyor. Bugüne kadar sayısız tören, etkinlik ve düğünlerde bar tutan barcı kardeşler, davet edildikleri her proğramda da yok demiyor, özellikle de davul sesini duyduklarında kendilerini piste atıyor. Her ikisi de bar eğitmeni olduğu için usulüne uygun bar tutan Kılınboz kardeşler, görenlerin hayranlığını kazandırıyor. Çıktıkları........

© Pusula Gazetesi