Seksenli yılların sonu ve doksanlı yıllar boyunca, çocukluğumuzun en büyük neşe kaynaklarından biriydi çat pat. O dönemin nostaljik simgelerinden biri olarak mahalle aralarında yankılanan sesleri, kıvılcımları ve kahkahalarıyla çocuk dünyamızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmişti. Erzurum’un sokaklarında çat pat patlatmak, sadece bir oyun değil, çocukluğun coşkusunu ve masum heyecanını yansıtan bir ritüeldi.
Özellikle Ramazan aylarında çat pat, gecelerin sessizliğini bozarak sahurdan önceki saatleri şenlendirirdi. Arkadaşlarla sokaklarda ellerimizde çat patlar, bazen bir apartmanın içine atıp kaçarken, bazen de kıvılcımların çevremize yaydığı o büyülü havanın tadını çıkarırdık. O küçük barut parçalarının sert bir yüzeye sürtünmesiyle patlayan sesi, bizim için zaferin ve cesaretin simgesiydi. Mahallenin oyuncakçısı Yılmaz Amca’dan gizlice satın aldığımız çat patlar, anne ve babalarımızın........