İnsan mıyız yoksa eşek miyiz?

“Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (Cuma – 5)

Bu ayette geçen benzetme, sadece Tevrat’a iman edenler için değil, İncil ve Kur’an’a iman edenler için de geçerli değil midir? Çünkü bu benzetmenin amacı, ilahi kitapların insanlara yalnızca bilgi edinmeleri için değil, aynı zamanda amel etmeleri için gönderildiğini vurgulamaktır. Eğer Allah’ın emir ve yasaklarıyla amel edilmezse, dinin insan üzerindeki varlığı, bir anlam taşımayan bir yüke dönüşür.

Gerçek şu ki, ilahi emirlerle amel edilmediği takdirde insan, nefs-i emmare mertebesinde yaşar ve bu durumda ölür. Nefs-i emmare, insanı kötülüğe yönelten en alt düzeydeki nefistir ve bu mertebede yaşayan bir kişi, nefsine hakim olamaz, dolayısıyla günah işlemeye eğilimli olur. Bu mertebeyi, tasavvufun nefis anlayışına göre “eşeklik mertebesi” olarak nitelendirebiliriz. Nefsin yedi mertebesini hatırlayalım:

........

© Pusula Gazetesi