Bir şeyi sadece 'olurken' mi tartışmak lazım? |
X platformu -eski adıyla Twitter- uzun zaman önce kendi açılış sayfasında kendi reklamını -hani deyim yerindeyse Türk’e Türk propagandasını- yaptığı mottolardan birinde 'Her şeyi, olurken tartışın' diyordu.
Harika bir öneriydi!
Bir reklam dehasını dışa vuran bu söz, bana Benjamin Disraeli’nin (1804-1881) ‘Olaylar insanların eseri değildir, aksine insanlar olayların eseridir!’ sözünü anımsattı.
Şimdi şunu bir düşünelim:
Herhangi bir olayı, durumu, kavramı veya olguyu -yani herhangi bir şeyi- zaman ve zemin içerisindeki kaç farklı pozisyonda tartışabiliriz:
(a) Mesela önceden tartışabiliriz (proaktivite)
(b) Ya da olurken tartışırız (immediate rection)
(c) Sona erdikten sonra da tartışabiliriz (late reaction)
(d) Öncesinde, olay anında ve bitiminde; geniş zamanda ve çok boyutlu olarak tartışabiliriz (multidimensional reflex)
(e) Yahut hiç tartışmayabiliriz. Ne önce ne sonra, hiç (deep sleep ki açıkça derin uyku oluyor)...
★★
İnsan toplulukları üzerinde etki doğurma potansiyeline sahip herhangi bir ‘kararı’ düşünelim.
Mütevazı bir örnek olsun mesela:
Diyelim ki bir okulda, okulun kritik bir politikasına -söz gelimi öğrenci kabul ve burs politikasına, sınıf kurgulama kriteryasına, ödev politikasına, okul gezileri konusundaki stratejisine ya da........© Pusula Gazetesi