“Çanlar kimin için çalıyor” demek yerine “bu kimin salası” diyerek yerliliğimi ve milliliğimi ispat etmiş olmalıyım, kayda geçsin.
Bahçeli’nin oyun kurma kapasitesi yok. Ama memleketteki her oyunu, her oyuncunun oyununu bozabilme kapasitesi var. Bu kapasiteyi, olanca ihtişamıyla teşhir etmeye başladı. Dolayısıyla da ciddiye almaya değer görmediğim Bahçeli’nin söylediklerine —birkaç haftadır— kulak kabartmak gerektiği kanaatindeyim.
Erdoğan başta olmak üzere diğer bütün oyuncular, Bahçeli’nin oyun bozma hamleleri karşısında, gözlerine far tutulmuş tavşan gibi kaldılar —Bahçeli’nin oyun bozma kapasitesi, biraz da, diğer oyuncuların çapsızlıklarından veya köşeye sıkışmışlıkların kaynaklanıyor.
Bahçeli ile Erdoğan’ın uzun süredir aynı ringde —karşısındakine kalıcı hasar vermemeye ihtimam göstererek— birbirlerini yokladıklarını düşünüyordum. Öcalan çıkışıyla bu karşılıklı “danışıklı” dövüşün zımni kurallarını Bahçeli ihlal etti. Erdoğan’ın aldığı yumrukla sersemlemiş olduğu da aşikâr görünüyor........