Zeytinlik Alanlarının Madencilik Faaliyetlerine Açılması: Ekolojik Bir İntiharın Eşiği |
Sürdürülebilir kalkınma, bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye atmayan bir dengeyi ifade eder. Zeytin ağaçlarını feda ederek elde edilecek kısa vadeli kazançlar, uzun vadede telafisi mümkün olmayan çevresel, sosyal ve ekonomik maliyetlere yol açacaktır.
MUSTAFA YENEROĞLU 2 Temmuz 2025“Sen toprağı cansız sandın; oysa her kök, bir umuttur yerin derinliğinde.
Zeytini yerinden eden, umudu da savurur rüzgâra.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, zeytinlik alanlarında madencilik faaliyetlerine izin vermesi nedeniyle kamuoyunda haklı bir endişeye yol açmıştır. Teklifin yasalaşması durumunda, binlerce zeytin ağacının kesilmesi veya taşınması tehlikesiyle karşı karşıya kalınacak, bu durum sadece çevresel değil, aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve hukuki açıdan telafisi güç zararlar doğuracaktır.
Zeytin ağaçları dilsizdir; ancak bu ülkede onların diliyle konuşan milyonlar var. Köylülerimiz, çevreciler, bilim insanları, gençler, çocuklar ve bu topraklara bağlı herkes…
Zeytinlikler, Tarihi Bir Miras ve Bir Yaşam Biçimidir
Zeytin ağacı, Anadolu topraklarının binlerce yıldır simgesi, bereketi ve yaşam kaynağı olmuştur. Onu sadece ekonomik bir değer olarak görmek, kökleri derinlere inen kadim bir kültürü, ekolojik bir dengeyi ve toplumsal bir hafızayı yok saymak manasına gelir. Zeytinin, Türkiye için sadece bir tarım ürünü değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir barış sembolü ve kültürel bir miras olduğu yadsınamaz.
Zeytinliklerin önemi üç boyutta değerlendirilebilir:
Ekolojik Değer: Zeytinlikler, erozyonla mücadelede kilit rol oynar, toprak kalitesini artırır, su kaynaklarını besler ve biyoçeşitliliğin korunmasında hayati bir görev üstlenir. Uzun ömürlü yapısıyla zeytin ağacı, karbon yutağı görevi görerek iklim krizine karşı doğal bir savunma hattı oluşturur. Bu bağlamda, bir zeytinliğin yok olması demek ekosistemin de tahrip olması anlamına gelir.Ekonomik Değer: Türkiye, dünyanın önemli zeytin ve zeytinyağı üreticilerinden biridir. Zeytincilik sektörü, milyonlarca vatandaşımız için doğrudan veya dolaylı geçim kaynağıdır. Özellikle kırsal bölgelerde, zeytincilik, yerel ekonomilerin bel kemiğini oluşturur. Zeytinliklerin madenciliğe açılması, bu köklü tarım ekonomisini, istihdamı ve kırsal kalkınmayı derinden sarsacaktır. Eko-turizm potansiyeli de bu tahribattan doğrudan etkilenecektir.Kültürel ve Tarihsel Değer: Zeytin ağacı, mitolojiden günlük yaşama kadar Anadolu kültürünün vazgeçilmez bir parçasıdır. Pek çok zeytinlik alanı, binlerce yıllık tarihsel ve kültürel dokulara sahip bölgelerde yer almaktadır. Bu alanların madencilik gerekçesiyle tahrip edilmesi, kültürel mirasımıza yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.Madencilik Faaliyetlerinin Gölgesi ve Sürdürülebilirlik Yanılgısı
Madencilik, ülke ekonomisi için stratejik bir öneme sahip olsa da, kalkınma; doğaya savaş açarak değil, onunla uyum içinde yaşanarak mümkündür. Teklifin savunucuları, enerji arz güvenliği ve madencilik faaliyetlerinin hızlandırılması gibi gerekçeler öne sürse de, bu yaklaşım sürdürülebilir kalkınma ilkeleriyle çelişmektedir. Sürdürülebilir kalkınma, bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye atmayan bir dengeyi ifade eder. Zeytin ağaçlarını feda ederek elde edilecek kısa vadeli kazançlar, uzun vadede telafisi mümkün olmayan çevresel, sosyal ve ekonomik maliyetlere yol açacaktır.
Madencilik faaliyetlerinin zeytinlik alanları üzerindeki etkileri yıkıcıdır:
Doğrudan Ekosistem Tahribatı: Açık ocak madenciliği gibi yöntemler, geniş alanların ağaçlandırma ve tarım için tamamen kullanılamaz hale gelmesine, toprak yapısının bozulmasına ve geri dönüşü olmayan bir peyzaj tahribatına neden olur.Su Kirliliği ve Azalması: Madencilik faaliyetleri, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirletme potansiyeline sahiptir. Zeytin ağaçları suya bağımlı olmasa da, su kaynaklarının kirlenmesi veya azalması, bölgedeki diğer tarımsal faaliyetleri ve genel ekosistemi olumsuz etkiler.Hava Kirliliği: Madencilik sırasında yayılan toz ve kimyasal atıklar, sadece soluduğumuz havayı değil, zeytin ağaçlarının beslenme dengesini ve verimliliğini de bozar. Bu kirlilik, ürün verimini düşürmekle kalmaz, toprağı da yıllarca tarım dışı bırakır.Taşınma veya Kesilme Aldatmacası: Teklifte, zeytin ağaçlarının........