2026’dan Dilekleriniz Nedir Çocuklar? |
Sistem, “çocuklar geleceğimizdir” demeye devam ederse, onların bugün aç mı, susuz mu olduğunu görmezden gelecek; onların “geleceğini” güvencesiz ve denetimsiz bir çalışma düzeni içerisinde, sanayiye ara eleman veya hizmet sektörü çalışanı olmakla sınırlandıracak. Kantinden şişe su alacak harçlıkları olmadığı için musluktan su içmelerine, mide gurultusuyla dersi dinlemelerine sessiz kalacak. Biz de henüz hepsine eşit koşullarda nitelikli kamusal eğitim bile veremediğimiz çocuk nüfusumuzla övünmeyi sürdüreceğiz.
MENEKŞE TOKYAY 28 Aralık 2025Her yıl olduğu gibi bu yıl da geleneği sürdürelim: Çocukların geçtiğimiz on iki ay boyunca hangi koşullarda yaşadığını, çocukların iyi olma hallerine dair hangi alanlarda ilerleme sağlandığını ve hangi alanlarda ciddi kayıplar yaşandığını değerlendirelim. Çünkü çocukların bir yılı nasıl geçirdiği, uygulanan politikaların gerçek etkisini en çıplak hâliyle ortaya koyuyor.
Bir ülkenin çocuk politikası, matruşkalar gibidir. İç içe geçmiş pek çok katmandan oluşur, o katmanların her biri bir diğeriyle doğrudan bağlantılıdır. Bir yerde oluşan boşluk, başka bir yerde çok daha ağır bir sorun olarak karşımıza çıkar.
Bu yıl çocuklardan söz edildiğinde ne yazık ki ikinci kelime çoğu zaman “çeteler” oldu. Yeni nesil mafyanın çocuk tetikçileri… Özellikle Minguzzi cinayetinin ardından çocuk adalet sisteminin yeniden ele alınmasına dair tartışmalar alevlendi.
Suça Sürüklenen Çocuklar
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın çocuk yaşta çete üyelerine ilişkin hazırladığı 300 sayfalık iddianame, her dört suçtan birine çocukların karıştığını ortaya koyuyor. 14–18 yaş aralığında, ailevi sorunlar yaşayan, kendine yeni bir “kimlik” arayan, eğitimden kopmuş, yoksullukla boğuşan, madde bağımlılığıyla tanışmış çocuklar özellikle hedef alınıyor. Çocukları bir “insan kaynağı” gibi gören, karanlık ve örgütlü bir sistem bu.
Bu çocuklar bir sabah uyanıp “suç işlemeye” karar vermiyor. Bu çocuklar suçlu doğmuyor. Matruşkanın her katmanında başka bir boşluk var: Okulun eğitim sistemi içinde tutamadığı ve devamsızlığını izlemediği, ailenin ya da bakımverenin koruyamadığı, sosyal hizmetlerin radarına giremeyen, istismar ve şiddetten korunamayan, ihmal edilmiş ve “görülmemiş” hayatların sonucu olan çocuklar… Çeteler tam da bu boşluklardan sızıyor. Gelecekten umudunu kesen çocukların bu karanlık kestirme yollara girmesini istiyorlar. Hızlı para, sahte bir aidiyet duygusu ve güç hissi sunuyorlar. Hem de en acımasız biçimiyle…
Çocuk çeteleri meselesi buzdağının yalnızca görünen yüzü. Altında ise eğitimden kopuş, kentsel adaletsizlik, temel ihtiyaçların karşılanamaması, derinleşen yoksulluk ve giderek yalnızlaşıp buna karşı öfkelenen çocukluklar yatıyor. Tam da bu noktada, uzun süredir uzmanların altını çizdiği “çocuk izlem sistemi” ihtiyacı kendini dayatıyor. Bu çocuklar suça sürüklenmeden önce neredeydi? Okulda mıydı? Sosyal hizmetlerin kayıtlarında mıydı? Yoksa uyuşturucu çetelerinin ağında mı kaybolmuştu?
Resmî veriler ürkütücü: 2017–2021 yılları arasında güvenlik birimlerine 2,3 milyon çocuk getirildi. Günde 1311, saatte 55 çocuk… Suçun ya faili ya da mağduru olarak… Sadece geçen yıl, 185 bin suça sürüklenen çocuk hakkında 200 bini aşkın dava açıldı. En yaygın suç türleri ise “mal varlığına” ve “vücut dokunulmazlığına” karşı işlenenler… Ayrıca, kapalı infaz kurumlarına gönderilen çocuklar da tahliye sonrasında yeniden suça sürükleniyorlar.
Bugün Adalet Bakanlığı ve baroların çocuk hakları komisyonları bu tabloyu derinlemesine tartışıyor. Cezaların artırılması ile çocuk suçluluğu arasındaki ilişkinin gerçekten caydırıcı olup olmadığı sorgulanıyor. Dünyadaki farklı ıslah modelleri ve onarıcı adalet çözümlerini inceleniyor. Pek çok ülkede çocuk suçluluğu artık yalnızca ceza hukukunun değil; sosyal politikanın ve eğitim sisteminin de temel meselesi olarak ele alınıyor. Ve adaletin temel ölçütü de, çocuğun üstün yararını gözetmek ve çocuğun yaşam koşullarını iyileştirmek oluyor. Bu sistemler çocuğu cezalandırmaya odaklanmak yerine, onu suça sürükleyen nedenleri tespit edip koruyucu-önleyici tedbirleri artırıyor;........