BIST100 Endeksi’nin uzun süredir satış baskısı altında kalması ve zirveden uzaklaşmış olmasının tepki çıkışında önemli payı var. Ayrıca, ABD seçim sonuçları çıkış için bir gerekçe oluşturdu ve yaşanan yükselişle ABD borsalarındaki prim düzeyini geçti. Artan işlem hacmi çıkışa katılımın olduğunu göstermesi açısından önemli ve olumlu. Yeni başkan Trump’ın “barış getireceğim” açıklamasına atıfla bu durumun Ortadoğu ve Rusya-Ukrayna’ya etkisinin olabileceği konusundaki beklentiler bu aşamada oldukça iyimser bir varsayım. Trump’ın diğer seçim vaatleri gibi buna da biraz temkinli yaklaşmakta yarar var. Fakat bölgeye barış gelirse bu gelişmeden Türkiye ekonomisi ve piyasaları doğal olarak olumlu etkilenecektir. Dileriz gerçekleşir. Borsanın bu beklentiyi fiyatlamaya başladığını söylemek yerinde olacak. Kısa dönem için beklenti ihtiyacı karşılanmış görülüyor. Orta ve uzun vadede gerçekleşmelerin nasıl cereyan edeceği 20 Ocak’ta Trump göreve başlayınca netleşecek bir durum. İç piyasaların yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, buna bağlı olarak yüksek faiz ve yavaşlayan ekonomik görünüm gibi sorunları geçerliliğini koruyor. Bu durum ekonominin seyri ve sermaye piyasaları üzerinde baskı yapmaya devam ediyor. Hisse senetlerinin en önemli alternatiflerinden biri de faizdir. Borsanın güç kazanması için faizin düşmesi gerekecek. O da enflasyona bağlı. Geçen hafta açıklanan enflasyonda ise pek düşüş görülmüyor. Ekim ayında TÜFE, aylık %2,88, yıllık H,58 olarak gerçekleşti. TCMB’nin faiz indirim beklentileri ağırlıklı olarak 2025 yılını işaret ediyor.........