Yağız Kutay Işık Yazdı: ‘1987’nin Gölgesinde 2026…’
IMF’ye göre kâğıt üzerinde resesyon yok. Ama 2000–2019 ortalamasının belirgin altında, Dünya Bankası’nın deyimiyle “1960’lardan bu yana en zayıf on yıla” doğru ilerleyen bir ekonomi var.
Bu yavaş büyümenin üstüne bir de fiyatların ayrışması biniyor.
Üç parçaya bölünmüş enflasyon
ABD cephesi
Enflasyon düşüyor ama 2’ye yapışmıyor. Trump döneminde tekrar hızlanan tarife savaşları, göç kısıtları ve gevşek maliye, fiyatları yukarı doğru itiyor. Fed, enflasyon beklentilerini kaçırtmamak zorunda.
ABD’de enflasyonun 2026’da bile hedefin biraz üstünde kalacağını söylüyor. Ilımlı büyüme ve yapışkan enflasyon.
Çin
Büyüme hâlâ fena değil. IMF %4,5 civarı büyüme tahmin ediyor. Zayıf iç talep, emlak balonunun patlaması, yüksek tasarruf sonucunda Çin’de deflasyonist baskı kalıcılaştı. Ülke devasa ticaret fazlası vererek ve zayıf kurla rekabet ederek, dünyaya ucuz Çin deflasyonu ihraç ediyor.
Diğerleri?
Gelişmekte olan ülkelerde enflasyon düşüyor, ama normale döndük denecek kadar değil. Çoğu yerde hedef üstü ama aşağı yönlü bir patika var.
1987 benzetmesi
Atilla Yeşilada’nın geçtiğimiz hafta yaptığı benzetme ilham oldu. 2008 krizinin kökünde banka bilançoları vardı. Subprime MBS, türevler, kaldıraç… Sistem içten çürümüştü.
Bugün gördüğümüz tablo başka:
1987 tadında bir risk öne çıkıyor. Kara Pazartesi’ni hatırlayalım tekar:
Hisse senetleri aşırı değerlenmiş, faizler yükselmiş, ABD’nin bütçe ve dış ticaret açıkları........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden