Emre Balıca yazdı:  Bir av hikayesi

Can kulağı ile dinleyin sevgili okurlar,

Direk konuya giriyorum. Çünkü bir süredir yazamadım. Başıma neler neler geldi anlatayım istedim.

Yazı yazmadığım şu dönemde yol beni Uludağ taraflarında kamp yapmaya götürdü. Kamp dediysem öyle çadırlı madırlı konfor içeren kamplardan değil. Cebimde 12 kademeli çakım, sırtımda çantam elimde cep telefonum vurdum kendimi dağlara. Amacım bıldırcın avlamaktı. Mevsimi midir diye düşünmedim. Niyeti bozdum. Hazır yasa da çıktı. Bana kötü baktı der gömerim dedim hayvanı.

Neyse, ben dağa vurdum kendimi ama ne vurma. Dere geçiyorum tepe geçiyorum. Gözüm bıldırcın da ama karşıma kral kobra mı dersin taipan mı dersin hatta bir ara dereden geçerken mavi halkalı ahtapot bile sarıldı bacağıma da fırlatıp attım. Ben bir hızla böyle devam ediyorum ama haliyle mola vermem gerekti. Sırtımı dayadım bir kayalığa karşıma aldım Uludağ’ın mis kokan çamlarını. Yalnız içimde de bir ürperti olmadı değil. Daha ürpertinin sebebini düşünürken karşı çamlık alandan o koca gövdesi ile Bengal kaplanı çıkmaz mı? Daha vay canına dememe kalmadan üstüme atlamaya kalktı. Yahu kaçın kurasıyız biz. Çıkardım 12 kademeli çakımın en işe yarayan tırnak törpüsünü. Hayvan bir tırstı tabi. Garip sesler çıkarmaya........

© Para Analiz