Yaz mevsiminin bizim bildiğimizden daha başka bir şeye dönüştüğü bu sıcak günlerde, gündem konularından biri de ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği konusunda birçok spekülasyon yapılan muhtemel Erdoğan-Esat görüşmesi.
Bu yeni gelişmenin Ortadoğu’daki olası etkileri de bu görüşmeye karşı olduğunu açıklayan ABD ile görüşmeyi destekleyen hatta zorlayan Rusya’nın pozisyonları da, Kürt Sorunu gibi boyutları da uzun bir analiz konusu.
Savaş tamtamlarının çalındığı, insanların öldüğü, gerginliklerin arttığı, savaş lobisi ile barış peşinde koşanların cenginin hiç dinmediği Ortadoğu mayınlı bir bölge ne zaman ne olacağı hiç belli değil.
***
Sadece bir benzetme olarak gerçekte de “mayınlı” bir geçmişi var.
Öyle ki, Türkiye medyası 2008’de pişmeye başlayan, 2009 yıl boyunca da güncel hale gelen “Suriye kara sınırındaki mayınların temizlenerek, bu arazilerin tarıma açılmasını öngören yasa tasarısı” nedeniyle yoğun bir “mayın” tartışması yaşamış.
Gazeteler “mayın” haberleriyle ve yorumlarıyla dolu…
***
Tasarı Mayıs 2009 tarihinde görüşülmeye başlanır.
CHP ve MHP tasarı yasallaşmasın diye sert bir direnç gösterir.
Gazeteler bu haberlerle doludur.
CHP grup başkanvekilleri Kemal Anadol, Hakkı Suha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de, “Suriye kara sınırındaki mayınların temizlenerek, bu arazilerin tarıma açılmasını öngören yasa tasarısı” ile ilgili basın toplantısı düzenlerler.
Muhalefetin endişelerini sıralarlar.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Savunma Bakanı Vecdi Gönül’dür.
***
CHP’nin tasarıya 9 temel noktada itirazı vardır.
“Genelkurmay’ın devre dışı bırakılması, projeyi savunma yerine maliye bakanlığının üstlenmesi, ihalenin biçimi ayrıca projenin İsrail menşeili bir şirkete verilme şüphesi, sınır bölgesinin yabancı devlet destekli şirketlere verilmesi durumunda sınır güvenliğinin zafiyete uğrama olasılığı, bölgede açığa çıkacak olan geniş tarım arazilerin akıbeti, yerel halkın sosyo-ekonomik geleceği, vs…”
Ayrıca projenin ihale yöntemi Danıştay tarafından iptal edilmiş olmasına rağmen tasarıda köklü bir değişikliğe gidilmemiştir. Bu da tartışma konusudur.
Grup Başkanvekilleri tüm bunları dile getirmektedir:
-“50 yıl öncesinin teknolojisiyle imal edilen mayınların, Silahlı Kuvvetlerin bugün ulaştığı teknolojik olanaklarla imha edilememesi düşünülemez. Genelkurmay Başkanlığı hangi gerekçelerle mayınları NAMSA’nın temizlemesini ön görmektedir? Bu ihtiyaç, hangi mali ve teknik gereklerden kaynaklanmıştır? Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı kamuoyunu mutlaka bilgilendirmeli. Genelkurmay, Hükümet ile aynı çizgide düşünüp düşünmediğini mutlaka açıklamalıdır”
-“Tasarı, benimsenen ihale yöntemiyle, tam bir AKP klasiğidir. Öngörülen ikili ihale yöntemi,........