EVLADI SALİHAN

Daha dün gibi idi.

Buruş buruş teninin arasında inga inga diye ağlıyordu. Hafif ağzı babası gibi sağa kaysada benim biricik yavrumdu. Yeşil ameliyat örtüsünün içinde gözlerini açmadan tüm gücü ile bangır bangır ağlıyordu.

Hemşire kucağınıza almak ister misiniz? dedi.

Gözlerinin içine bakan kahve tonun tüm sıcaklığı ile evet dedim.

Yıllardır istediğim.

Hayalini kurduğum biricik evladım kucağımda idi.

Önce ıslak olan teninden tüm hevesimle içime çekerek öptüm.

Sanki dünya kocaman olmuş biz de içinde ki iki dev adam gibiydik.

Birden hayallere dalmaya başladım.

Evladı Salihan'ın ilk ferdi olan Mehmet Yüksel'in büyüdüğün an, sınava girdiği an, düğünün de salona girerken gelin kızım ile yaptığı ilk dans gözümün önüne geldi.

Sonrası peşi sıra filim şeridi gibi akıyordu.

İlk bebişleri, ilk torun.

Bir yandan göz yaşlarımı her zamanki gibi kontrol etmeye çalışırken birden barajın kapağının açılması ile fışkıran sular gibi kirpiklerinin arasından aşağıya olanca hızı ile boşalmaya başladı.

O Medicana hastahanesinin asansöründen beşinci kata gidinceye kadar neler hissettiğimi anlatamam.

İşte o küçücük........

© Önce Vatan