Bitcoin işlemlerinde Avrupa birincisiyiz… Dünya da dördüncüyüz… Bitcoin’i en çok biz istiyoruz. Güncel, döneme uygun, talep edilebilen, telefon gibi ürün geliştiremeyince, üretemeyince, ihraç edemeyince paradan para kazanma, faiz, rant işlerinde bari Avrupa’nın önünde olalım demiş gibiyiz…
Dünya Bitcoin’e talep birincisi Nijerya, ikinci Vietnam, üçüncü Filipinler ve sonra biz geliyoruz… Yalan yok! ABD’nin mutlaka birinci olacağını hep düşünürdüm. Kumar cenneti ABD’liler bu ürüne bayılırdı normalde ama onlar bile rest çekememiş Bitcoin’e… Riskten, hatta kumardan da öte görmüşler…
Sağlıklı hiçbir bünye kolay kolay ameliyat olmak istemez. Vücudunu kestirmeyi, bıçak altına girmeyi riskli bulur. Ama bünye hasta ise sonuçları kötü de bitecek olsa kurtulmak için, en azından ‘keşke deneseydim’ dememek için bıçak altına yatmayı, canının yanmasını göze alır…
Bitcoin elle dokunamadığımız bir ürün… Tıpkı inanç gibi… Tek farkı, ruhu değil bedeni besliyor. Para kazanmak için bir dine inanmak gibi… Bütün dinlerde dinciler fanatik olur. Hatta tabiri yerinde ise ‘kraldan çok kralcı olmak’ deyimini yaşatırlar. Allah’ın kula soracağı soruları bile etrafındakilere sorma cüretinde bulunabilirler. Bilmeden kendilerini Allah yerine bile koyarlar. Para gelsin de gerisi teferruattır yani… Hiç demezler bu Bitcoin’den nasıl yatırım oluyor? Hangi çalışmadan, ticaretten kâr etti de değeri arttı? Yaşama, doğaya nasıl bir değer katmak ki bu, fiyatı garip bir şekilde yükseliyor? Ticaret ürünleri bellidir. Madde dünyana medeniyet, huzur, rahatlık, onurlu bir yaşam sunarak insana hizmet edendir. Satış, satın alanı da satanı da tatmin etmek, memnun bırakmak anlamındadır. Şimdi bu Bitcoin kime huzur veriyor? O an için arttı varsayalım, anlık bu artış ve her an düşebilecek olması kime değer katıyor? Ya birine değer katarken birilerini de değersizleştiriyor mu?
Yağmurdan koruyan barınak değil, karnını doyuran aş değil, çalışıp emek verip, gelişim sağlayabileceğin bir şey değil, bilim dersen o da değil, bir hastalığa derman ilaç desen hiç değil… Hatta tam tersi yükseldiğinde tembellik hastalığını bulaştıran, düştüğünde cinnete düşüren de bir hastalık… Öyle bir hastalık düşün sanki kumar gibi ama kumar gibi de değil… Kumar oynarsın bir ya da birkaç kart sana gelmez ve diğer kartı çekmem........