AYDIN İNSAN KUCAKLAYICI VE ÖNCÜ OLMALIDIR

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Soyadı Kanunu’nu kabul ettiği yıllar da her aileye soyda verilmesi için mülki amirlere bildirim yapılır.

Rahmetli Dedem Bozo Bekir (Nogayların verdiği ve kullandığı lakap, Köyümüz Şanlıurfa’nın Birecik ilçesine bağlı Keskince-eski ismiyle Tilmusa- köyü Nogay asıllı bir yerleşkedir) muhtardır. Köydeki aile büyükleri Nüfus Müdürlüğü’ne davet edilir herkes bir soyadı seçer. Nihayetinde en son dedeme soyad verilmesi sırası gelmiştir okuma yazma bilmesi bir yana tarih, dini ve tıbbi bilgiye sahip olması hesabıyla ilçe kaymakamı kendisine “Münevver“ soyadını önerir. Dedem kaymakamı kırmaz amma derki: “Türk Milleti’nin hizmetkarı olarak “münevver” yerine “aydın” olsun.” Aydın kelimesi alim ve bilge insanlar için kullanılıp da halkın çok sade olarak anladığı ve değer kıldığı bir kelimden ziyade unvandır. Böylece soyadımız “aydın” olur. Biz “aydın ailesi” olarak bu soyadını gururla taşımaya devam ediyoruz.

Şimdi gelelim esas konumuza. Konumuz şudur; Aydın kimdir ve işlevi nedir?” Türkçedeki “aydın” sözcüğünün Batı dillerindeki karşılığı “entelektüeldir.” “Entelektüel” sözcüğünün tanımı “Kapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut konularla derinlemesine ilgilenen kişi. Fikir ve bilgi üreten ve/veya yayan kişidir” ve bir değer yargısı içermez, nesneldir. “Aydın” sözcüğü Türkçeye, Batı dillerindeki nesnel bir kavram olan “entelektüelin” karşılığı olarak değil, Arapça “münevver” (aydınlatılmış, nurlu, ışıklı) sözcüğünün karşılığı olarak girmiştir. Bir toplumsal kesimi tanımlayan nesnel bir kavram olarak değil, kendiliğinden olumluluk atfedilen bir kavram olarak kullanılmasının temelinde yatan neden budur. Ama nasıl girmiş olursa olsun, madem “aydınlar” denen bir toplumsal kesimi tanımlamak için “aydın” diye bir sözcüğümüz var,........

© Önce Vatan