TESPİTLER  ( 9 / 51 )

Merhum, Ali Dayı, ( Ali Yılmaz) 1951 yılında, Nasib-i Ezelî’siyle, Sahib-i zaman, Mürşid-i Kâmil ve Mükemmil, Medâr Mürşid ve Müceddid, Süleyman Hilmi Silistrevî (K.S.) Efeindi Hazret’lerini bulmuş, intisab etmiş, ve tam ma’nasıyla kendisine kapılanmıştır. Bu tarihten i’tibaren, Denizcilik Bankası’nın muhtelif kuruluşlarında, aynı sektörde çalışan, aynı zamanda hemşehirli’leri olan, Hacı kaptan, Hacı, Ahmed Kulokur, Hacı Ahmed Erdoğan,( Cumhurreisi, Muhterem, Recep Tayyip Errdoğan’ın Muhterem, Merhum, Pederleri, Ahmed Karahan, Uzakyol Gemi adamı, Merhum, Abdurrahman Öztürk ve o yıllarda, Ümraniye’de Taşocakları işleten, Merhum, Hacı Ahmed Kaplan, ( Merhum, Hafız Hüseyin Kaplan’ın Muhterem, Merhum Pederleri)’ni konkrol ve murakabe altına almış, Hazreti Üstaz’ımızın va’az ettiği, Bayezid, Sultanahmed,Yenicami gibi Selâtîn Cami’i’lere, Kasımpaşa Camiu’i Kebîr,Arpacılar,Softa Hatip, Üç Mihrablı gibi, daha ziyade Esnaf’ın devam ettiği cami’i’lerdeki sohbetlerine götürüyor, hep beraber, Kürsüo’nün dibinde kendisini bekliyor, imkân olursa elini öpüyor, du’a’sını alıyorlardı.

Ali Dayı kendilerine, Hazreti Üstaz’ımızın gayretinden, fedakârlıoğı’dan, zühd-ü takvasından, keramet ve tasarruflarından her vesiyle ile bahsediyordu.

Burada, Anahtar Cümle, “ Ne Biliyorsun? Belki, Bir Zeaman Gelecek bura’ya, ( Büyük Çamlıca Tepe’sine) İstanbul’un En büyük Cami’i Yapılacak! ”

Ali Dayı’yı can kulağı ile dinleyen, Hazreti Üstaz’ımızın va’az ve nasîhatlerini hiç kaçırmayan bu zevat, evelerine gittiklerinde, aile ferd’lerine,Ali Dayı’dan dinlediklerini,Hazreti Üstaz’ımızın va’az ve nasihatte duyduklarını anlatıyorlardı.Kaldı ki, Kasımpaşa’da,Cami’i Kebîr yakınlarında oturar, Şehir Hat’larında, Çarkçıbaşı olarak çalışan, Merhum, Hacı Ahmed Erdroğan’ın Refika-i Muhtereme’leri, Merhume, Tenzile Hanımefendi, Süleyman Efendi Hazret’leri’nin Cami’i Kebîr’deki va’az ve sohbetlerini hiç kaçırmaz, zaman zaman da, Küçük Tayyibi de beraberinde Cami’i Kebîr’e götürürdü.

Muhtemeldir, ki, Benim Ali Dayı’ya sorduğum suali, ki, “ Ali Dayı, Bu gecekondu’yu, aşaılarda bir yerylerde değil de, niçin bu zirveye kondurdun? Salini, bu zevattan birisi veya bir-kaçı da sormuş olmalıdır. Yine ihtimal dairesindedir,ki, Ali Dayı tıpkı bendenize verdiği cevaplyara benzer, bir cevap verirken, bu sırrı, anahtar cümleyi,”Ne biliyorsun? Belki, bir zaeman gelecek buraya, İstanbul’un en büyük Cami’i yapılacak!... “

Vâris-i Nebî’ler, vârisi bulunduğu Nebî’ler, mu’cize olarak, Allah’ın muttalî’ kılmasıyla geleceğe dair,........

© Önce Vatan