CUMA SOHBETİ 5/47

Merhum, Ali Dayyı,( Ali Yılmaz), gündüz’leri Çamlıca Tepesuinden aşağılara iner, Kısıklı’da esnaf ile, zaman zaman, Ümraniye’ye, zaman zaman da Anadolu yakasına geçer, Kasımpaşa Büyük Piyale Paşa ve Zeytinburnu Taşcami’i Kur’ân Kurs’larına uğrar buralarda talebe ve hoca’larla görüşürdü. Fakat, geceleri, bir nöbetçi amiri sadakatiyle, mutlaka, Çamlıca Tepesi’ndeki nöbet yerine, gecekondu’suna dönerdi.

Ben, Kısıklı Ziyarethane’de kaldığım günler, Ali Dayı, “ Mustafa, bu gece benimmisafirim olurmusun? Dediğinde, tabi’î ki, Ali Dayı benim için sizinle olmak, Siçin misafiriniz olmak şereftir,” derdi.Hemen hazırlıklara başlardık, bir gecelik meşe odunu, Kısıklı’daki esnaf dolaşılır, kasap amca’dan kemikler,- ki, o yıllarda kemikler ticârî olarak değerlendirelemediği için kasaplar çöpe atardılar,- Ali Dayı Kasap amcaya tenbihler, kasap amca biriktirridi., Muhallebici Nuri Amca, artıkları hazırlar, Bakkal Nihat Amca vadesi dolmuş, çöpe ataccağı gıda maddelerini ayırırdı.. 5 Litrelik Cam damacana Vakıf Taşdelen suyu, Abdest ve kullanım için Kısıklı, Abdullahağa Cami’i’nin yanındaki çeşmeden doldurduğumuz plâstik bidon, her ikimiz gücümüz vus’atında yüklenir, Çamlıca Tepesi’ne tırmanırdık, Giderken, her çam ağacının arkasından bir çakal karşımıza çıkardı. Ne de olsa burası “ Çakal Dağı,” idi. Ali Dayı, herbir çakal ile........

© Önce Vatan