KUVVE - İ HÂFIZA

Tırnak kadar kuvve-i hâfıza / hâfıza gücüne malik her insanın hâfızasında; okuduğu yüzlerce çeşit kitapların kelimeleri yazılı. Ömrü boyunca işittiği bütün sesler kayıtlı. Gördüğü herşeyin sûreti; renkli, sesli, hareketli olarak mevcut. Merakını tahrik eden ve ona hoş gelen mânâ ve anlam yüklü kelimeler; beynimizdeki o tırnak kadar kuvve-i hâfıza / hâfıza kuvvesi / gücünün sayfalarında; sesli, sözlü, renkli ve hareketli olarak aynen; hâfızanın muhafaza, himaye ve koruması altında. Zaman, yer ve saatiyle. Kılına halel gelmeden, yani bozulmadan hıfz edilip, saklı tutuluyor. Âdeta arşivleniyor.

Öyle ki, insan istediği zaman onlara başvurabilir. Büyük bir kütüphane gibi, tüm mahfûzatını / hıfzına / koruma altına aldığı, yani hıfzettiği şeyleri orada; istediği an, görmek ve duymak üzere; yazılmış, dizilmiş bir hâlde yerli yerinde bulur ve görür.
Ortada bir arşivleyiş var. İstediğinde, istedikleri gözü önüne getirilip konuyor. Sonra yerlerine kaldırılıyor. Üstelik, bunların hepsi, ânı vâhitte / bir anda olup bitiyor. Fakat, ortada emre âmâde / emre hâzır çalışanlardan kimse yok.
Bütün bu olup bitenlerin, cirit attığı meydan nerede? Orada, emre hâzır olanlar neredeler?
Mekân olarak gösterilen alan, beyinde tırnak kadar bir yer. Bütün........

© Önce Vatan