ÂKİF VE İNSAN (4)

Meâdın, mebdein, hâlin ki üç müdhiş muammâdır...

Durur edvâr-ı müstakbel gibi karşında hep hâzır.

(Ebedî dönüş yeri olan Âhiretin, var oluşunun başlangıcı ve şu andaki hâlin; üç bilinmez bir

Muammâ ve bir sırdır.

Aslında hepsi de, gelecek devirler gibi, karşında hâzır vaziyettedir.)

Koşarsın bunların sevdâ-yı idrâkiyle durmazsın,

Hakîkatten velev bir şemme duymazsan oturmazsın.

(Bu meçhul bilmeceleri anlamak için, koşup durursun.

Hakîkatten velev ki, bir kokucuk olsun almadan oturmazsın.)

Serair perde-pûş-i zulmet olsun varsın isterse...

Düşürmez düştüğün yeldâ-yı hirman rûhunu ye’se.

(İsterse sırlar; karanlığı örtücü olsun;

Düştüğün mahrumiyet gecesi, ruhunu ümitsizliğe........

© Önce Vatan