ÂKİF VE İNSAN (3)

Ne zindanlar olur hâil, ne menfâlar, ne makteller...

Yürürsün sedd-i râhın olsa hattâ âhenîn eller.

(Ne zindanlar, ne sürgün yerleri, ne de idam sehpaları sana engel olup yolundan alıkoyamaz.

Bütün bunlara rağmen, yani yolunda sedler ve hattâ demirden eller de olsa, seni yolundan yine

de çeviremez, yürüyüşüne mâni ve engel olamazlar.)

Yıkar bârû-yı istibdâdı bir âsûde tedbîrin;

Semâlardan inen te’yîdisin gûyâ ki takdîrin!

(Âsûde / huzur verici / rahatlatıcı bir tedbîrin; istibdâd ve diktatörlük kalelerini yıkıp geçer.

Çünkü sen Allah’ın; sema ve göklerden indirilerek desteklenen; bir takdîri, İlahî bir kaderisin.)

Taharrîden usanmazsın, teâlîden teâliye.

Atıldıkça, atılsam şimdi dersin, başka........

© Önce Vatan