Kendisi açısından bir beka sorunu olarak algıladığı Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’nin Kuzey Koridoru’nun önünü Ukrayna’yı Rusya’ya peşkeş çekerek, Güney Koridoru’nun önünü de, Gazze’yi israil’e bağışlayarak kesen ABD’nin, Kuşak ve Yol’unun yeni bir koridoru olarak gördüğü Kalkınma Yolu’na tepkisi ne olacaktır?
ABD, Kalkınma Yolu’nu, 2700 kilometrelk Kaşgar-Gwadar koridorunu Basra Körfezi-Irak-Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacak bir proje olarak görüyor ve IMEC’e rakip bir oluşum olarak algılıyorsa, yeni bir bölgesel sorunun fitili ateşlenmiş demektir. Bu noktada, “ABD’nin ‘Kalkınma Yolu’ konusundaki yorumu yeni bir koridorlar savaşı yaşanmasına neden olabilir mi?” sorusunun yanıtı, bölgenin geleceği açısından çok önemlidir.
Kalkınma Yolu’nu PKK teröryle ortak mücadele vesilesi olacağını umarken tam tersi bir durumla karşılaşma olasılığını gözardı etmememiz gerekiyor. Irak’ın kuzey bölümünde ABD’nin 9 askeri üssü bulunduğu, PKK’ın barınağı Kandil’in de bu bölgede olduğu gözönüne alındığında, “Kalkınma Yolu”nun güvenliğini sağlama konusunda bazı sıkıntılar yaşanabileceğini unutmamak gerekir. Kalkınma Yolu’nun güvenliği Bağdat yönetiminin bu konuda ne derece istekli ve kararlı olduğuna da bağlı olacaktır.
Medyamizda önemi oranında ilgi görmeyen Kalkınma Yolu Projesi, “Ortadoğu’nun İpek Yolu olacak ve bölge ekonomisine büyük canlılık getirecek bir proje” olarak tanıtılmıştı. Irak’ın Basra Körfezi’ndeki Faw limanını, 1200 kilometrelik kara ve demiryoluyla, Türkiye’nin Ovaköy’üne bağlayacak olan “Kalkınma Yolu”, Asya’dan kara ve deniz yoluyla gelecek mal ve ürünleri, Kızıldeniz-Süveyş Kanalı güzergahına oranla, çok daha kısa sürede (Mersin üzerinden) Akdeniz havzasına ve Avrupa coğrafyasına ulaştıracaktı.
Kalkınma Yolu’na paralel döşenecek bir boru hattı, Avrupa’nın enerji sorununa da bir çözüm üretebilecekti ki, bu olasılık bile, ABD’nin “Kalkınma Yolu”na karşı çıkması için yeterli bir nedendi.
Bütün bunlar dikkate alındığında, “Kalkınma Yolu”nun, bölge ekonomisine büyük bir canlılık, bölge ülkelerine de saygınlık kazandıracağı söylebilirdi. Biz de, 25 Nisan tarhli “Kalkınma Yolu’nun Şifreleri” başlıklı yazımızda, gündeme gelme zamanını, güzergahını ve küresel konjonktürü dikkate alarak, Asya coğrafyasını Avrupa coğrafyasına, Büyük Okyanus ve Hint Okyanus’u Akdeniz’e bağlayacak olan “Kalkınma Yolu” gibi bir projenin bölgesel bir oluşum olarak kalmasının mümkün olmadığını savunmuş, nedenlerini anlatmıştık.
Yazımızın ana fikri, hayata geçirildiğinde bölge ekononomisine büyük bir canlılık, bölge ülkelerine saygınlık kazandıracak böyle bir projeye, küresel hedeflerini hayata geçirebilmek için bölgemizi Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bağlamında Cehennem’e çeviren emperyalistlerin hiç de sempatik bakmayacaklarını belirtmekti.
KALKINMA YOLU VE ABD
Tek kutuplu yeni bir dünya kurma çabasında olan ve kendisine alternetif ekonomik ve askeri bir güç oluşturmayı planlayan Avrupa Birliği ülkelerini, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesine göz yumarak, yeniden NATO şemsiyesi altına toplayıp kontrolü altına alan ABD’nin, Kuşak ve Yol’un yeni bir halkası olarak gördüğü Kalkınma Yolu’na sempatiyle bakması mümkün........